Dünyanın önde gelen 'Beyin avcısı' şirketi ABD merkezli Heidrick&Struggle Yönetim Kurulu Başkanı Ayşegül Aydın İş'te Hayat'ın bu haftaki konuğu. Belli ki bütün dengeleri alt üst eden global krizle beraber hem yönetici profili değişiyor. Hem de artık bir meslek haline gelen yönetim kurulu üyeliği büyük önem kazanıyor. Bir de tabii şirketler için belki de yakın bir gelecekte olmazsa olmaz olacak olan 'kriz doktoru' niteliğine sahip süper yöneticilerden söz etmeye başlıyoruz. Ayşegül Aydın değişen yönetici profilini, CEO'ların durumunu anlatırken, bize Türkiye'de kriz doktoru olarak nitelenebilecek özelliklere sahip geniş bir de liste verdi.
* Global krizin de etkisiyle CEO'lar da yöneticiler de sallandı dünyada. Şirketlere bakınca ne görüyorsunuz?
Ekonomik kriz gündeme bu şiddete gelmeseydi bile, 2003'te Enron'la gündeme gelen CEO'ların sorgulanması başlamıştı. Hep şöyle dendi. Süpermen CEO değil, daha demokratik, daha adil CEO'lar istiyoruz. Kendi krallığını yaratsınlar istemiyoruz. Bununla birlikte şu da gündeme geldi. Eğer CEO son 20-30 yılda gördüğümüz kadar güçlü olmayacaksa o güç nerede olacak? Son yıllarda bu gücün tekrar yönetim kuruluna yöneldiğini bu yüzden gördük zaten. Şimdi artık hissedarlar CEO'larını çok ciddi sorgulamaya başladı. Bu CEO yeterince etik mi? Vizyoner mi? Staretejik ve operasyonel mi diye. CEO maaşlarında bütün dünyada trend niteliğinde düşüşler başladı. Bu kadar pahalı CEO'lara gerek yok dediler. Ortaya ne koydu da bu kadar yüksek paket alıyor diye bir sorgulama başladı.
* CEO maaşları herkesi rahatsız etmiştir...
Böylesi maaşlar yüzünden insanlarda, peki bu peygamber mi ki ne yapıyor da altında doğrudan ona bağlı çalışan yöneticilerle maaşları arasında bir uçurum var görüşü hakim olmaya başladı. Tek adam uygulaması gerçekçi değil. Her CEO altındaki ekibi kadar başarılı. Dolayısıyla ekip 7 kazanıyorsa, CEO neden 80 kazansın. Adaletsiz bir durum ortaya çıktı. Enron'la bu durum kırıldı.
'İSTANBUL'DA YAŞAYABİLİRİM'
* Yönetici profili değişiyor diyebiliriz.
Bence CEO'dan bir aşağı konumda olan ki biz onlara young gun (genç silahlar) diyoruz, onlar öne çıkacak. CEO'nun bir alt seviyesinde parlak, başarılı ve hızla yukarı tırmanan yöneticilerden söz ediyoruz. Onların dönemi başlıyor diyebiliriz ki şirketler de destek verirse bu olur. Bu ne demek? En basit örnek, Dünya Ekonomik Forumu (Davos) toplantısında geçen hafta gördük. Hep bildiğimiz büyük şirketlerin aynı CEO'ları aynı cümleleri söyledi. Mesaj aynı. Yenilik yok. O zaman belki birkaç yıl sonraki Davos toplantısında neden genç silahlar dediğimiz bu yöneticileri dinlemeyelim diyeceğiz. Yeni bir nefes, yeni bir bakış. Size şunu da söyleyebilirim ki artık güç yönetim kurullarına kayıyor. Bizim gibi şirketler, bağımsız yönetim kurulu üyesi bulmak konusunda her geçen gün artan taleple karşı karşıya. Bir uyanma var bu konuda. Bizim yönetim kurulu nasıl kurgulanmalı, yanlışı var mı, hangi komisyonlar bize lazım ve neden diye sorgulanıyor artık. Bu ciddi bir talep olacak. Eskiden belki 7 kişilik bir yönetim kurulu ile çalışan şirket, sayıyı 10'a 12'ye çıkaracak, bağımsız üyeleri fazlalaştıracak.
* Size özellikle yurtdışında yapılan iş başvurusunda bir artış gözlemlediniz mi?
Gittikçe hızlandı. Oluk oluk geliyor. Yurtdışından Türkiye'ye dönüş kararı veren birkaç Türk genel müdür var mesela. Onları İstanbul merkez tutup bölgeden sorumlu yönetici pozisyonları için aday gösteriyoruz. Bir de şu var. İnanılmaz derecede yüksek kalibreli adamlardan oluk oluk CV geliyor. Türk değil bunlar ve diyorlar ki "Ayşe işte şunu şunu yaptım ve artık dünyanın çeşitli yerlerinde yaşayabilirim. Ve Türkiye İstanbul ilgimi çeken alanlardan biri."