İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile Brüksel'e giderken uçakta sohbet ediyoruz. Topbaş ve ekibi, Brüksel'de hayata geçirdikleri İstanbul Merkezi'nin heyecanı içinde.
'Artık' diyor, 'Otel lobisinde lobi yapmamıza gerek kalmadı. Yerel diplomasi açısından da bu merkez çok işimize yarayacak."
Ülke olarak, lobiden anladığımız, yumurta kapıya gelince hareketlenmek olduğundan hazırda böyle bir merkezin olması iyi oldu sanırım. Nerede ne yapılacak, kimle nasıl görüşülecek gibi konular sıkıntı yaratmıyor değildi.
Hazır şimdi Türkler'in elinde böylesine güzel bir ofis var. İçi Türk fotoğrafçıların çektiği İstanbul fotoğraflarıyla, Paşabahçe vazoları, İznik çinileriyle bezeli.
Avrupa Birliği, yerel yönetimleri yarı sivil toplum örgütü saydığından, Kadir Topbaş da buradan başarılı işlerin çıkacağına emin.
O nedenle de binanın kirası ki gerçekten İstanbul'daki kiraları düşünecek olursanız pek bir makul (bir kat 105 bin Euro), ve de yıllık 250 bin Euro'luk bütçesi gözüne gelmiyor. Belki de bu para yani merkezin finansmanı otomobil kullananların cebinden çıkacağı için Başkan rahat.
Kadir Topbaş, çağdaş sanat eserleri konusuna da önem veriyor. Brüksel'deki İstanbul Merkezi'nde Türk çağdaş sanat eserlerine de yer verilerek Türkiye tanıtımı yapılacakmış. Topbaş, ' Bir anlamda burası sivil davranış merkezi olsun istiyoruz' dedi uçakta.
Halkın katılımı
2010 Avrupa Kültür Başkenti seçilen İstanbul için bir yandan Brüksel'de tanıtım yapacak merkez açılırken, içeride de geç kalınsa dahi bir çalışma başladı. İşte bu konuda da Büyükşehir Belediye Başkanı'na göre halkınkatılımının sağlanması en önemli konu. O nedenle Kadir Topbaş içeride de yoğun bir tanıtıma hazırlandıklarını söylüyor.
'Netice' diyor, "İstanbul ne kadar hazır olursa, onu dışarıya hissettirirse, katma değer o kadar artar, istihdam o kadar artar."