Yaşadığımız ortamın ekonomiye olası etkilerini, genel müdürlüğü süresince dört önemli kriz yaşayan bir isme sordum.
Duayen Türk bankacılarından Akın Öngör, 'Panik olmazdım' dedi ve sonra ekledi: "Irak savaşı benim dönemimde 1991'de yaşandı. Tansu Çiller krizi ve diğerleri. Çok kriz yaşadık. Panik olmamayı biliyoruz artık."
Peki ortam daha da gerginleşirse neler olabilir?
Akın Öngör'e göre, savaş alanının genişlemesi ve daha büyük olması noktasına giderse kriz biraz etkin olabilir.
' Benim bu gibi durumlarda söyleyeceğim şudur. Kriz yönetimi sakin ve ağır başlı olmakla başlar. Yavaş olmakla demiyorum. Sakin bir şekilde, kararları doğru vermek lazım. Kızgınlıkla, reaksiyonla, üzüntüyle, şiddetle alınan her karar yararlı değil zararlı olabilir. Şu anda askeri, terör, güvenlik açısından bir kriz yaşıyorsak, bunu sakin yönetmek lazım" diyor.
Peki ya bankacılık açısından bakarsak...
Duayen bankacı, bankacılık ve ekonominin böyle bir süreçte etkilenmemesinin mümkün olmadığını söylüyor ancak bundan sonra söyledikleri çok önemli:
"Büyük bir kriz çıkacağı görüşünde değilim. Bunun böyle insanları çok tepeden tırnağa etkileyecek, derin 2001 krizi, 1997-1998 Uzakdoğu krizinin Türkiye'ye etkisi, finansal piyasalardaki kriz, 1994'teki hükümetin yanlış kararlarının doğurduğu kriz gibi bir kriz çıkaracağına inanmıyorum. Ama etkisi olacak.Çünkü etkisi kaçınılmaz olacaktır. Bir kere bütçe dengeleri açısından olacak.
Bankacılık açısından baktığımda, bankaları eskiye kıyasla çok daha sağlıklı, risk yönetimi açısından çok daha bilinçli ve iyi görüyorum. Bir kriz beklemiyorum. Bu demek değildir ki kurlarda ve faizlerde bir değişiklik olmaz. Tam tersine bunlar işte enstrümanlar ve bunlar kendisini piyasada dengeleyecek."