Eski Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman, Milliyet'e açıklamalarda bulundu. Anlaşılıyor ki, Balyoz hükümlülerin kendisine yönelik eleştirileri, onu bu beyanatı vermeye zorlamış.
"Emrime aykırı bu seminer niçin yapıldı?" diye soruyor.
Zaten işin püf noktası burada. Kara Kuvvetleri Komutanı izin vermemesine rağmen, neden Çetin Doğan bu semineri düzenledi? Mahkeme, Doğan'ın ve arkadaşlarının hükümeti devirmek üzere Balyoz Harekât Planı'nı hazırladığını ve bu planın, 3 gün süren Harp Oyunu'nda sınandığını düşünüyor. Plan Semineri'nde kayda alınan konuşmalar, olağan bir EMASYA tatbikatı ile karşı karşıya bulunmadığımızı gösteriyor.
Aytaç Yalman, ses kayıtlarını görmediğini, bunları Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ten öğrendiğini, eğer ses kayıtları o tarihte eline geçseydi, inceleme başlatacağını da belirtiyor. O gün olayı sadece "iç hizmet" kapsamında ve "emre itaatsizlik" olarak değerlendirmiş. Yalman, ses kayıtlarının muhtevasını bilmiyor ama, ona göre Hilmi Özkök bunun farkında. Açıklamalarında Özkök'e yönelik örtülü bir suçlama mevcut: "Seminerin yapılışında her türlü bilgi ve belgeyi benden gizleyenler niçin itham edilmiyor? Seminerin emrime aykırı olarak yapıldığını bilenler, niçin bana haber vermediler? 1. Ordu Karargâhı'ndan çıkarılan CD'ler kimin tarafından ve nasıl çıkarılmıştır?" diye soruyor.
Bence, Hilmi Özkök de konuşmalı. Ses kayıtlarının ne zaman eline geçtiğini, kimin tarafından verildiğini ve niçin o tarihte bunların üzerine gitmediğini izah etmeli.
O tarihte, ordunun içi kaynıyordu. Doğrudan darbecilerin üzerine gitmek yerine, zaman içinde tasfiye edilmeleri seçeneğinin benimsendiği kanaatindeyim. Nitekim Çetin Doğan, 2003 Ağustos Şûrası'nda emeklilik yaşı geldiği için ordudan ayrıldı. Ama işbirliği yaptığı arkadaşları devam etti. 2003'te Özden Örnek Deniz Kuvvetleri Komutanı, İbrahim Fırtına da Hava Kuvvetleri Komutanı oldu. Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur ve Aytaç Yalman'la birlikte komuta heyeti Sarıkız/ Ayışığı darbe planını hazırladılar. Fakat bir süre sonra Aytaç Yalman ile Özden Örnek caydı. Fırtına ile Eruygur, AK Parti iktidarını devirme çabalarını sürdürdü. (Bunları Özden Örnek'in günlüklerinden öğreniyoruz. Bu günlükte bir husus daha var: Hilmi Özkök, bütün kuvvet komutanlarının kendisinden habersiz toplanması karşısında Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman'a sitem ediyor. Yalman ona, "Geçen yıl size en fazla desteği kim verdi?" diye soruyor. "Sen verdin" cevabı karşısında "O halde nasıl olur da bizim hakkımızda böyle düşünebilirsiniz?" cümlesiyle tartışmayı sonlandırıyor. Daha sonra Yalman, Özkök'le aralarında geçen konuşmaya bir açıklık getiriyor. Özden Örnek'in günlüğünden okuyalım: "Geçen yıl ben ona karşı Çetin Doğan'la birlikte olsaydım, onu paramparça edeceklerdi.")
Aytaç Yalman'ın 26 Eylül 2012'de Akşam gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya'ya söylediklerini de hatırlayalım: "Türk ordusu tek Genelkurmay Başkanı değildir. Ucuz kahramanlık kimseye yakışmaz. Türk ordusu Kara Kuvvetleri Komutanlığı demektir. Hilmi Paşa'nın kaç tane tankı tüfeği vardı? Darbe teşebbüsünü ben önledim. Hem cumhuriyeti korumaya çalıştık, hem de demokrasiyi."
Aytaç Yalman, dün Milliyet'e açıkladıklarından çok daha fazla şeyler biliyor. Hilmi Özkök de öyle... Keşke biraz daha net olsalar.