New York Times'taki ilanın nasıl çıktığını Murat Aktihanoğlu Hürriyet'e anlattı. (8.6.2013) Aktihanoğlu, Facebook'ta duyurmuş. 2 dakika içinde 20 arkadaşı "Biz varız" demiş. Hepsi Amerika'da yaşayan girişimciler. Sonra internet sitesi İndiegogo.com'dan kampanya başlatmışlar; kısa sürede 100 bin dolara ulaşmışlar. İlan için 52 bin dolar ödenmiş. Kampanyayı başka etkinliklerle sürdürecekler.
Hiç araştırılmadan "İç ve dış mihraklar işbirliği yaparak hükümeti yıkmak istiyor" havası basılmakta. "Casus" dedik yakaladık, 6 öğrenci çıktı. "Zello örgütü" diye Yeni Şafak manşet attı, "Talimat Houston'dan geldi" dedi. Zello'nun, gruplar arasında telsiz gibi haberleşme sağlayan bir akıllı telefon uygulaması olduğu anlaşıldı. Bu iddia da fos çıktı.
Erdoğan, pazar günkü konuşmasında, göstericilerin, Bezm-i Alem Valide Sultan Camii'ne ayakkabılarıyla girip, içki içtiklerini ileri sürdü. Onların camiye saygısızlığından dem vurdu. Oysa, müezzin olayı yalanladı. Polisten kaçarken camiye sığınmışlar ve o telâşla ayakkabılarını çıkaramamışlar. İçki filan içilmemiş. Sonuçları vahim olabilecek hakikat dışı bir haberi Başbakan milyonların duyacağı şekilde neden telâffuz eder? Böyle bir hadise vuku bulsa bile, vatandaşlar karşı karşıya gelmesin diye insan saklamaya çalışır.
Başbakan'a yönelik küfürler affedilecek gibi değil. Ama neden herkesi aynı çuvala koyup, "çapulcu" demekte ısrar ediyor? Niçin yangına körükle gidiyor?