Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'li parlamenterler, Parti Meclisi ve Yüksek Disiplin Kurulu üyeleriyle birlikte yaptığı toplantıda, çok önemli bir iddiayı dile getirdi. (27 Eylül 2012) Bu defa da Kayseri Belediyesi'ne yönelik iftiralara dönmesin diye düşündüm. O zaman da çok iddialıydı; koltuğunun altında kırmızı bir dosya vardı. Bu defa da, Wikileaks belgelerine dayandığını söylüyordu ve "ABD Büyükelçisi Pearson herhalde ülkesine yanlış bilgi vermez" diye tezini güçlendiriyordu.
Hemen bir gün sonra anlaşıldı ki, Kılıçdaroğlu bu sefer de faka basmış. 6 Haziran 2003 tarihli Wikileaks belgesini orijinalinden okuyacağına, "Sızıntı" adlı kitaptan almış. Oda TV sanıkları Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu da bu kitabı yazarken Aydınlık gazetesinden yararlanmışlar. Şıracının şahidi bozacı...
Aydınlık'ın kara propaganda yaptığını cümle alem biliyor. Doğu Perinçek, Ergenekon sanığı. "Gazeteciler muhalif yazıları yüzünden hapse atılıyor" söylemini benimseyenler, bir kere daha oturup düşünsün. Kılıçdaroğlu'nun konuşmasıyla meydana çıkan gerçek, darbecilerle medyanın nasıl işbirliği yaptığını da gösteriyor. Bazı gazeteciler bilinçli olarak yalan haber üretiyorlar ya da iftirayla dolu kitaplar yazıyorlar. Böylece hedefteki siyasetçi veya parti itibarsızlaştırılıyor.
İki Barış'a sesleniyorum: Bu yapılan gazeteciliğin neresine sığıyor?
Kılıçdaroğlu'na da, meşhur darb-ı meseli hatırlatmadan geçemeyeceğim: "Kılavuzu karga olanın ..."