Yargılamaların bir adli yönü var, bir de insani. Ergin Saygun, Balyoz sanığı olarak 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanıyor. Suçlu olup olmadığına mahkeme karar verecek ama tutukluluk meselesi üzerinde rahatça yorum yapabilirim. İsnat olunan suç ne kadar ağır olursa olsun, Ergin Saygun'un tutuksuz yargılanması mümkün. Hele, çok sayıda rahatsızlığı olduğu düşünüldüğünde. Bunları, duruşma zabıtlarından öğreniyorum. Bakın savunmasında mahkemeye ne diyor: "26 Şubat 2010'da tahliye edildim. O tarihte ibraz edilen sağlık raporuma göre, diyabet, hipertansiyon, koroner arter by-pass ve kapak greft olarak 4 adet hastalığım mevcuttu. Geçen süre zarfında Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nin tedavi kararı ile bu hastalıkların sayısının 13'e yükseldiği görüldü. Durumu belgeleyen raporlar mahkemenize düzenli olarak sunuldu. Ancak mahkemenizin takdiri, yakalama kararının kaldırılmaması yönünde oldu. Adli Tıp Kurulu, diyet, tedavi ve poliklinik kontrolleri sağlanabildiği takdirde cezaevine konulabileceğimi belirtiyordu. Sıraladığım hastalıklarımın kompleks yapısı, tedavimin özel ihtimam ve teknik cihazlar ile uygulanmasını gerektiriyor. Bu hastalıklar dolayısıyla 21 adet ilâç kullanmam elzem. Cezaevinin tedavimi gerektiren şartları haiz olup olmadığının sorulması yolundaki talebimiz dikkate alınmamıştır. Halen tutulduğum 5 No'lu Ceza İnfaz Kurumu'nda, tek bir doktor mevcuttur. İçerideki revirde, doktorlar, günün belli saatlerinde ve haftanın belirli günlerinde görev yapmaktadır. Yani kalp krizi geçirecekseniz, bunu meselâ salı günü 9 ilâ 12 arasına denk getirmek mecburiyetindesiniz. Bir tek doktor, özveriyle çalışıyor; hatta Ceza İnfaz memurlarına tansiyon ve şeker ölçmeyi öğretmiş. Fakat alçak veya yüksek tansiyon çıkarsa ne yapılır, tabii ki bilemiyorlar. Nöropati nedeniyle, ayaklarımdaki kuru iğne tedavisi ve diyabet kontrolünde hap insülin dengesi ayarlaması da durmuştur. Baş dönmesi ve düşme nedeniyle nörolojik tedavim yarım kalmıştır. Sağlık sorunlarım yüzünden başıma bir şey gelirse, beni cezaevine koyan mahkemenizin bundan sorumlu olacağı da açıktır."
Bence sadece mahkeme değil, sorumluluktan siyasi iktidar da payını alır. Mahkemeye "tutuksuz yargılayın" talimatı verilemez. Fakat adil yargılamayı denetlemek üzere bir komisyon kurulacaktı. Biraz acele etmek gerekmiyor mu? Ya da 3. yargılama paketiyle tutuklamanın tâbi olacağı kurallar daha belirginleşecekti? Bu kadar sağlık problemi olan ve yıllarca memleketine hizmet etmiş bir general, bu kadar olumsuz şartlarda barındırılır mı? Biraz empati yapın, onları babanız, kardeşinizmiş gibi düşünün... O zaman kıyabilir miydiniz?