Hrant Dink davasında Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın (TİB) gerekli bilgiyi mahkemeye iletmekte geciktiği ileri sürüldü. TİB Başkanı Fethi Şimşek'le görüştüm. Mahkemeden 3.6.2011'de bütün GSM işletmecilerine ilişkin bölgedeki baz istasyonlarından yapılan görüşmelerin tümü hakkında bilgi talep edilmiş. TİB, 17.6.2011'de, olayla ilgisi olmayan çok geniş bir insan kitlesinin (belki de yüz binlerce kişinin) bilgilerini de kapsayacak bu talebe -özel hayatın gizliliği adına- itiraz etmiş. İtiraz, 9. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 16.8.2011'de reddedilmiş. Bunun üzerine, şüphelilerin baz bilgilerinin bulunması için, en az bir dakikalık temsili görüşme yapılması talebi, TİB tarafından 14. Ağır Ceza'ya sunulmuş. İstanbul Terörle Mücadele görevlileri, 28.10.2011'de belirtilen adreslerde temsili görüşmeleri yaparak baz istasyonlarını tespit etmişler. Ve 16.11.2011'de bilgiler TİB'e gönderilmiş. TİB de, 25.11.2011'de, bu bilgileri mahkemeye yollamış. Şimşek'e, itirazının sebebini sordum: "Hadiseyle hiçbir ilgisi olmayan insanların telefon irtibatlarının dosyada bulunması özel hayatın gizliliğini ihlâl gibi değerlendirildi. Bizden, sadece Ogün Samast, Yasin Hayal, Osman Hayal gibi isimleri kimler aradı diye sorulsaydı, derhal bilgileri verirdik. Ama konuyla ilgisiz şahısların özel ilişkilerini deşifre etmekten kaçındık" cevabını verdi.
Bu konuda o kadar çok spekülasyon yapıldı ki! Ama TİB'ten kaynaklanan bir ihmalin bulunmadığı anlaşılıyor.