İkinci Van depremi, herkesi üzüntüye boğdu. Ayrıca, devlete güveni de sarstı. Çünkü, yetkililer "Binaları gözden geçirdik, güvenli olanları tesbit ettik. Dışarıda kalmayın; konutlarınıza girin" şeklinde bir çağrıda bulunmuştu.
Şimdi Van'da şehir dışına göç başladı. Terk edilmiş bir kent havası hüküm sürüyor.
Biz basın mensuplarının da başı sağ olsun. Değerli iki meslektaşımızı Bayram Otel'inde kaybettik.
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, depremle ilgili Hammurabi Kanunu'nu bana yolladı. Birlikte okuyalım:
Babil Kralı Hammurabi'nin (M.Ö. 1728 - M.Ö. 1686) çeşitli meselelerde verdiği kararlar, "Babil'in koruyucu tanrısı Marduk" adına yapılan Esagila Tapınağı'na dikilen bir taş üzerine Akatça dilinde yazılmıştı. Bunlara Hammurabi Yasaları denir. İçinde, inşaatla ilgili düzenlemeler de mevcuttur.
229. madde: Bir inşaatçı her hangi bir kişi için bir bina inşa eder ve bu binayı uygun bir şekilde yapmazsa ve onun inşa ettiği bina yıkılıp sahibini öldürürse, inşaatı yapan öldürülür.
230. madde: Eğer bina, ev sahibinin oğlunu öldürürse, inşaatı yapanın da oğlu öldürülür.
231. madde: Yıkılan bina, sahibinin kölesini öldürürse, inşaatçı, evin sahibine köle için ödeme yapar.
232. madde: Binanın bir kısmı harap olursa, harap olan kısmın tümünü inşaatçı tazmin eder ve yıkılan binayı düzgün bir şekilde tekrar inşa eder.
233. madde: Bir kişi, başkası için bina yapıyorsa, bina henüz tamamlanmamış olsa bile, duvarı yıkılmışsa, inşaatı yapan kişi, kendi imkânlarıyla duvarı daha sağlam hale getirir.
Hammurabi Kanunları, belli ki deprem işini ciddiye almış; caydırıcı cezalar öngörüyor. Ana ilke:
Yapanın yanında kâr kalmayacak. 4 bin yıl öncesinden bile alacağımız dersler varmış demek ki!