Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

AB İlerleme Raporu'nun HSYK'ya bakışı

İktidarın, adalet mekanizması üzerindeki etkisinin, -yeni HSYK ile birlikte- arttığına dair "şehir efsanesi", acaba AB İlerleme Raporu açıklandıktan sonra bir nebze hafiflemiş midir? İlerleme Raporu'nda şu cümlelere rastlıyoruz: "Adalet Bakanlığı'nın HSYK üzerinde etkisi azaldı. Daha önce toplantıya katılmamak suretiyle karar alınmasını engelleyen Adalet Bakanı ve müsteşarı, HSYK'daki yeni yapılanmanın ardından bu gücünü yitirdi."
Biz söyleyince inanmayanlar, acaba, aynı sözleri Batı'dan duyunca ikna olacaklar mı?
HSYK'nın yapısının daha demokratikleştiği ortada. Eskiden, 7 kişilik imtiyazlı bir Kurul söz konusuydu. 5 üyesi, sadece Yargıtay ve Danıştay'dan seçilirdi. 2 üyenin biri Adalet Bakanı, diğeri müsteşardı. 7 kişilik Kurul, 22 üyeye çıktı. 2'si gene Adalet Bakanı ve müsteşar. 10 üye, alt kademe mahkemelerinin savcıları ve hâkimleri tarafından, 1. Derece'ye yükselmiş yargı mensupları arasından seçiliyor. (17 Ekim'de, 10 bin 222 Adli Yargı'dan, 1265 de İdari Yargı'dan, toplam 11 bin 587 hâkim ve savcı sandık başına gitti. HSYK'ya, 1. Derece'ye ayrılmış 4 bin 500 hâkim ve savcı arasından 10 üye seçti.) Eskiden, 1. Derece'ye ayrılmış olsa dahi, Yargıtay ya da Danıştay üyesi olmayan hiçbir hâkim ve savcının HSYK'ya girmesi mümkün değildi.
Bir başka "şehir efsanesi" de şu: "Adalet Bakanı'nın listesi kazandı. Dolayısıyla, demokratik bir seçim olmadı."
Bu iddiada bulunanlar, maalesef, gelişmeleri yakından izlemeyenler. Çünkü hükümetin, HSYK'ya ilişkin ilk teklifinde, hâkim ve savcıların her birinin tek oy kullanması öngörülüyordu. Anayasa Mahkemesi bu sınırlamayı kaldırdı: Adli Yargı'dan 7+4 kişi, İdari Yargı'dan da 3+2 kişi HSYK üyesi olacağına göre, alt kademe hâkim ve savcılarının yedekleriyle birlikte 11 adayın ya da 5 adayın adını oy pusulasına yazmasını istedi. (Aynı şekilde, Yargıtay üyeleri 3+3 adaya, Danıştay üyesi de 2+2 adaya birden oylarını verdi.) "Anahtar liste" meselesi buradan çıktı. YARSAV, hâkimler ve savcılar bünyesinde en iyi örgütlenmiş güç. Bu dernek, hemen bir liste hazırlığına girişti. Aday olmayı düşünen farklı fikirdeki hâkim ve savcılar da, kendi aralarında örgütlendiler. YARSAV'a karşı bir araya gelenler içinde, 2 Adalet Bakanlığı bürokratı (Müsteşar yardımcısı İbrahim Okur, Personel Genel Müdürü Birol Erdem) bulunduğu için, Adalet Bakanlığı'nın seçimlere müdahale ettiği şayiası çıkarıldı. Oysa YARSAV listesinde de, Adalet Bakanlığı bürokrasisinden gelen 2 isim mevcuttu (Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdür yardımcısı Orhan Sungur, Başmüfettiş Abidin Çelik). Kaldı ki, Adalet Bakanlığı bürokratlarının HSYK'ya üye olmasını engelleyen bir düzenleme de yok. Eskiden beri böyle uygulanagelmiş. Eski HSYK'da yer alan Ali Suat Ertosun, Suna Türkoğlu ve Orhan Cem Erbük, Adalet Bakanlığı kökenli. Ertosun, Adalet Bakanlığı müfettiş/ başmüfettişliği ve Ceza Tevkifevleri Genel Müdürlüğü yaptı. Önce Yargıtay üyesi oldu, oradan da HSYK'ya seçildi. Suna Türkoğlu, Adalet Bakanlığı müsteşar yardımcısıydı. Danıştay'a seçildi; bilahare HSYK'ya atandı. Orhan Cem Erbük, Adalet Bakanlığı'nda idari görevdeydi. Danıştay savcısı, sonra da üyesi oldu ve nihayet HSYK'ya atandı.
Bakanlık bürokratı olduktan sonra, hem HSYK'ya, hem de büyük önem taşıyan Yargıtay ve Danıştay üyeliklerine geçiş imkânı Türkiye'de her zaman var olmuştur. Meselâ Hüseyin Yıldırım, 14 yıl bakanlıkta hizmet ettikten ve müsteşar yardımcılığı makamına yükseldikten sonra, 2010'da, eskisi HSYK tarafından Yargıtay'a üye seçilmiştir. Hüsnü Uğurlu da, 14 yıl bakanlıkta çalıştı. Hukuk İşleri Genel Müdür yardımcılığı yaptı. 2010'da gene eskisi HSYK, onu Yargıtay üyesi seçti.
Demek Adalet Bakanlığı bürokrasisinden HSYK'ya atama olunca, "Yargı bakanın egemenliği altına girer" demek, hakikati pek yansıtmıyor. Öyle olsaydı, Adalet Bakanlığı'nda uzun yıllar hizmet etmiş çok sayıda devlet memuru, Yargıtay ve Danıştay'a da atanmazdı. Ya da Ali Suat Ertosun, Suna Türkoğlu ve Orhan Cem Erbük örneklerinde gördüğümüz gibi, Yüksek Yargı'dan HSYK'ya geçişleri yapılmazdı.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA