Almanya Deniz Feneri dosyası, 2007 yılı içinde soruşturulmaya başlandı. Dava, 2008'de açıldı ve aynı yılın eylül ayında karara bağlandı. Frankfurt Eyalet Yüksek Mahkemesi Savcısı Kerstin Lötz, "Yönetim ve kontrol Türkiye'den yapılıyor. Asıl failler Türkiye'de" dedi ve baş sorumlu olarak 4 ismi işaret etti: Zekeriya Karaman, İsmail Karahan, Zahit Akman ve Harun Yoldaş.
Şüphelilerin evleri ve işyerleri ise 15-16 Ekim 2009'da arandı. O tarihe kadar, bilgisayarlarındaki belge ve bilgilerin silinmiş olması gerekmez miydi? Tuhaflık bu noktada. Yani ayrıca bir köstebeğe gerek yok; zaten bu kişiler başlarına ne geleceğini biliyorlar; "tedbir almış olmaları icap ederdi" diye düşünebiliriz.
Ama aynı şeyi Ergenekon'da görüyoruz. Bir yerden açık veriliyor. Gene belgeler ele geçiyor. Telefonların dinlendiği bilinse de, olmadık sözler sarf ediliyor. Dolayısıyla, "Hepimiz dinleniyoruz" diye şikâyet edip, korku cumhuriyeti yaratmaya çalışanlara bir çift sözüm var: Teknik takip ve telefon dinlemeleri sayesinde çok önemli bilgi ve belgelere ulaşılıyor.