Işık Koşaner'in ses kayıtları yeni bir tartışma başlattı. Sözlerinin muhtevası mı önemli, yoksa, sesinin gizlice kayda alınıp, internete verilmesi mi? Koşaner'i kayda alan, muhtemelen hitap ettiği subay grubunda bulunanlardan biri. Teknoloji o derece ilerledi ki, kimseye fark ettirmeden konuşulanları kaydedebiliyorsunuz. Öyleyse, sanki organize bir "köstebek" vakasıyla karşı karşıya kalmışız gibi "telekulak" tepkisi göstermek yersiz kaçmıyor mu?
Tabii ki, Genelkurmay Başkanı'nın konuşmasının, asıl, muhtevası çok önemli. "Yeni bir şey yok" diyebilirsiniz. Bir çok kere dile getirilen yetersizlikten ve ihmalden o da yakınıyor. Yeni bir şey yok ama, şikâyet eden, bozuk işleyişi düzeltme mevkiinde bulunan kişi olunca iş değişiyor. İnsan öfkeleniyor! Neden aynı tenkitleri dile getirenleri düne kadar, neredeyse vatana ihanetle suçladınız? Onlara "kötü niyet" atfettiniz? Ayrıca, madem kolay hedefti, niçin "kum torbası mevzi"lerden vazgeçmediniz? Neden sevk ve idarede koordinasyonu sağlayacak adımlar atılmadı? Heronlardan yeterince istifade edilmedi?
Koşaner'in sözleriyle tam "kepazelik" yaşanırken, hangi gerekçeyle "kol kırılır, yen içinde kalır" anlayışıyla hareket edildi? Bu zaafları bile bile anne kuzucukları ölüme mi gönderildi? Koşaner'in konuşması, çürüyen bir yapıyı gözler önüne serdiği için çok önemli. Kim sızdırmışsa sızdırmış. İyi ki de sızdırmış. Hiç değilse profesyonel birlikler kurmanın, terörle mücadeleyi İçişleri Bakanlığı denetiminde yürütmenin doğru ve haklı bir tercih olduğu anlaşıldı.