Fikri Sağlar'ın reddedileceği, CHP'nin cevabının bu kadar gecikmesinden belliydi. Mehmet Haberal'a, Mustafa Balbay'a, İlhan Cihaner'e, kısacası Ergenekon sanıklarına kucak açan CHP, Fikri Sağlar'ı üyeliğe kabul etmedi. Sağlar, Susurluk'tan sonra, Ergenekon'a karşı tavır koymasının bunda etkili olabileceğini düşünüyor. O, zaten, derin devletin üzerine çarpı attığı bir siyasetçi. Kendisi de hatırlar. Benim ortaya çıkardığım Haziran 2000 tarihli bir başka andıçta, CHP'deki gelişmelerden söz ediliyordu. Andıç, İstihbarat Başkanı Korgeneral Fevzi Türkeri'nin imzasını taşıyordu ve Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği'ne "Fikri Sağlar" konu başlığıyla gönderilmişti. Bilgi yazısında, Sağlar'ın Doğu ve Güneydoğu'daki CHP il teşkilâtlarında, eski Genel Başkan Deniz Baykal'ın etkisini kırmak için Hadep'le işbirliği yaparak faaliyette bulunduğu ileri sürülüyordu.
Türkeri'nin kaleme aldığı andıçtan anlaşılıyor ki, 1999 seçimlerinde baraj altına düşüp, istifa eden Deniz Baykal, Derin Devlet açısından "faydalı" bir projeydi. Hem laik cumhuriyete sahip çıkması, hem de Kürt sorunu konusundaki tavrı, arzu edilen çerçeveyi aşmıyordu.
Fikri Sağlar'ın partiye kabul edilmemesinin temelinde, sadece CHP yönetimini göremeyiz. Bence Sağlar'ın üzerini Derin Devlet çizdi.