Wisconsin Senatörü Mc Carthy'nin, 9 Şubat 1950'de, "İşte kamu kurumlarına sızan komünistlerin listesi" diye elinde salladığı belgenin temizlikçiye gönderdiği çamaşırlarının listesi olduğu sonradan anlaşılmıştı. Ama demir perdenin Avrupa'yı ikiye böldüğü soğuk savaş döneminin ilk yıllarında, komünizm korkusu yaşayanların ve bu yüzden de komünist avına çıkanların derdi gerçeği öğrenmek değildi. Güvenlik adına yürütülen mücadele, cadı avına dönüşmüştü.
***
Ergenekon kapsamında Türkiye'deki gelişmelere baktığımızda da, suçluyla suçsuzun birbirine karıştığı bir durum ortaya çıkıyor. Bunun sebebi, Ergenekon'un medyada yapılanıp, belirli bir amaca hizmet edecek şekilde örgütlenmesi. Bazı gazeteciler, Ergenekon davasını itibarsızlaştırmak ve örgütün hedefinde olan AK Parti ile Cemaati kara propaganda da dahil, her türlü faaliyetle etkisizleştirip tasfiye etmek amacıyla kullanılıyor. Öte yandan, örgüt faaliyetine dahil olmadan, kendi inançları doğrultusunda hükümeti ve cemaati eleştirenler var.
Mc Carthyciliğe düşmeden,
"berat-ı zimmet asıldır" (masumiyet karinesi) ilkesini göz ardı etmeden tahkikatı yürütmek ve davaları süratle sonuçlandırmak gerekiyor.