Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) hakkında bilen de, bilmeyen de konuşuyor. Önce bir zahmet, anayasanın yeni metnini okuyun, sonra ahkâm kesin.
İki örnek vereceğim:
1) Tufan Türenç, NTV'ye bağlandı ve HSYK'dan istifaların hükûmetin elini kuvvetlendirdiğini, hükûmete yaradığını söyledi. Sebebini ise şöyle açıkladı: "Şimdi TBMM, istediğini HSYK'ya seçecek."
2) Bir gün sonra Bilal Çetin'e, gene bir televizyon kanalında, kulak misafiri oldum. O da, istifaların hükûmetin işine geleceğini açıklarken şu gerekçeye sığınıyordu: "Şimdi cumhurbaşkanı, istediğini HSYK'ya seçecek."
Oysa, 1) Meclis HSYK'ya üye seçmiyor; sadece Anayasa Mahkemesi'ne seçiyor. 2) HSYK'dan istifa edenlerin yerine, gene Yargıtay ve Danıştay'dan üye gelecek ama eski düzenleme ortadan kalktığı için, cumhurbaşkanı, kendisine Danıştay ve Yargıtay'ın sunduğu adaylar arasından kimin HSYK'ya üye olacağını belirlemeyecek. Danıştay ve Yargıtay, cumhurbaşkanının vizesini almadan, doğrudan doğruya atama yapacak. Dolayısıyla, HSYK'dan istifalar hiçbir şey değiştirmedi; hükûmetin eli güçlenmedi. Çünkü gidenlerin yerine, yenileri gene Danıştay ve Yargıtay'dan gelecek.
Ama yanlış bilgiden yola çıkılınca, ister istemez hatalı sonuçlara varılıyor.