Referandum, "evet" kampanyasının başını çeken AK Parti'ye kamuoyu nezdinde itibar ve puan kazandırmıştır diye düşünürken, Andy-ar şirketinin araştırmasının sonuçları belli oldu (Andy-ar, referandumda evetleri yüzde 57.4 ile en yakın bilen şirket). Tahmin ettiğim gibi, bir önceki kamuoyu araştırmasına göre, AK Parti 1-2 puan ilerlemiş. Fazla lâfa boğmadan rakamları vereyim:
"Bugün seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?"
Referandum öncesi: AK Parti % 41.9, CHP % 26.8, MHP % 11.9, BDP % 5.5, Saadet % 4.6, Diğer % 9.3.
Referandum sonrası: AK Parti % 44.1, CHP % 25.3, MHP % 10.3, Saadet % 5.8, BDP % 5.7, Diğer % 8.8.
Kılıçdaroğlu'nun genel başkan olmasıyla birlikte, CHP'nin oyları yükselirken, zaten MHP'de bir düşme göze çarpıyordu. Referandumdan sonra, bu partinin tabanının önemli bir bölümünün "evet" oyu vermesi de, aşınmanın sürmesine yol açmış görünüyor.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, gazetelerin Ankara temsilcileriyle sabah kahvaltısında bir araya geldi. Bahçeli, "MHP tasfiye edilip, Türkiye'de ikili bir siyasi yapı oluşturulmaya çalışılıyor" şikâyetini seslendirdi.
Suni olarak, seçmene rağmen, böyle bir dayatma mümkün mü? Öteden beri, biri iktidar, diğeri muhalefette iki partinin, istikrar açısından faydalı olduğu söylenir. Ama yıllardır, bu sonuca ulaşılabildi mi? Partileri, seçmen, sandıkta tasfiye eder. Anavatan ile Doğru Yol Partisi'nin başına gelen budur. Benzer bir felâkete uğramamak için, Bahçeli de, şapkasını önüne alıp düşünsün. Referandumda ne yanlış yaptı? Ayrıca CHP'yle yan yana ve sıkı fıkı görünmesinin oy kaybettirici bir tesiri oldu mu? Dünkü toplantıda, tabanını rahatsız edecek bir cümle de sarf etmez mi: "MHP'lilerin Fethullah Gülen'e saygısı azalıyor." Acaba bu söz, Gülen'e mi zarar verir, MHP'ye mi?
Siyasette mağlubiyetlere mazeret aramak, kanamanın önünü kesmez. İnsan, gözünü kapayınca sadece kendine gece yapar.