Son haftalarda, YÖK meselesi hayli tartışıldı. Üniversitelerin er geç özerk bir yapıya kavuşturulacağını söyleyebilirim. Çünkü artık, YÖK, "rejimin bekçilerinden biri" gibi görünmüyor. Evvelce "dokundun mu... cızzz!" olurdunuz. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Bu bir rejim meselesi" der, rektörler Anıtkabir'e yürüyüp, YÖK'ün yapısını değiştirmek isteyenleri Atatürk'e şikâyet ederlerdi.
Şimdi her şey daha kolay; çünkü ideolojik direnç kalmadı.
Geçenlerde YÖK üyelerinden Prof. Muhittin Şimşek ile uçakta yan yana düştüm. YÖK'ün, beyanat vermekten ziyade, iş ürettiğine şahit olup sevindim. "Ayinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz" derler ya, Muhittin Şimşek'ten duyduklarım, beytin bu ilk satırını hatırlamama vesile oldu.
YÖK, bu sene, yabancı dil seferberliği başlatıyor. Üniversitede okuyan her talebe, 4 yıl boyunca, kendisine verilen şifreyi kullanarak, "Toefl" imtihanlarında 550 puan alabilecek seviyeye ulaşacak. Bu program "Fulbright" ile anlaşılarak hazırlandı. İnternet üzerinden lisan öğrenimi interaktif bir özelliğe sahip. Hocalarla yazılı temas imkânının dışında, sesli, görüntülü konuşma (chat) ortamı da tanınıyor. Bunun için önceden randevu alıyor, konuşma pratiği kazanarak, lisanınızı geliştiriyorsunuz. Uygulamaya hemen 102 devlet üniversitesinde geçiliyor. Bu yıl, 750 bin öğrenciye 4 yıl boyunca kullanacağı şifreleri verilecek.
YÖK ayrıca, donanım eksikliği olan üniversitelerde "Hologram" sistemini de kullanarak, kaliteli öğretim üyelerine ders verdirtmeyi planlıyor. Konular, büyük merkezlerde en iyi hocalar tarafından anlatılacak; henüz yüksek bir standardı yakalamamış olan üniversitedeki öğrenciler, anfilerde, dersi görüntülü ve sesli olarak takip edebilecek. Talebe, internet üzerinden öğretim üyesine soru da sorabilecek.
Muhittin Şimşek'in verdiği bilgilere çok sevindim. Belki "YÖK ele geçirildi" ama "rejimi kurtarmak" yerine, daha kaliteli bir eğitime odaklandıkları için, bu "istilânın" müspet bir gelişme olduğu anlaşılıyor.