SEVGİYİ TARİF ETMEYE KALKSAM, SENİ ANLATIRDIM DÜNYAYA . . .
Korkunun olduğu yerde aşk yoktur. Cesarettir sevmek. Düzenlere, oyunlara, kötülüklere meydan okumaktır. Sevmek, uzaklaşmaktır yalandan, bencilliği hiçe saymaktır. Bir başka açıdan da inanmaktır sevmek. İnsan sevince, sevdiğine bütün varlığı ile teslim olmamışsa, yeteri derecede sevmemiş demektir. Ve ona kayıtsız şartsız inanmıyorsa, sevgiden bahsetmeye bile hakkı yoktur.
Sevmek, bütünlenmektir. Çok seven eksildiğini zanneder, oysa artmaktır sevmek, çoğalmaktır. Çevrenin gözlerimizden silinmesi, önce bir eksilme hissi verir insana. Fakat o her şeyimizi, varlığı ile doldurdukça arttığımızı anlarız. O bir tek kazanç, bütün kayıplarımıza bedeldir.
O mutluysa yaşamak güzeldir. Kabımıza sığmayız. Şarkılar söylemek gelir içimizden. O kederliyse, gözlerimizde her şey kederlidir artık. Bütün güzellikler bir bir yitirir anlamını. O anlarda ölümü düşünür de, yine ölemeyiz kurtulamamak için. Yanmaktır, tutuşmaktır sevmek ve yaşadıkça hiç sönmemektir.
Ya ne değildir sevmek?
Alışveriş değildir; bedeli yine sevgiyle ödenir. Sevilmekse, sevmenin mükâfatıdır ancak, karşılığı değil. Bir sevgiye eş bir başka sevgi olamaz. Çünkü her sevgi birbirinden büyüktür. Sevgi tartılamaz, sevgi ölçülemez. Sevgi, gram değildir, mesafe değildir. Derinlik sanırsınız, yüksekliktir o... İçki değildir, içemezsiniz fakat her şeyden güzeldir sarhoşluğu. Bilmece değildir, çözemezsiniz. Kan değildir, kesip damarınızı, akıtamazsınız. Siz ağladıkça o güçlenir içinizde. Akmaz, gözyaşı değildir...