CHP Merkez Yönetim Kurulu'ndan, eski İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin'in dışlanması ne anlama geliyor? Özellikle, Süheyl Batum, Berhan Şimşek ya da Şahin Mengü gibi Deniz Baykal'dan bile daha şahin bir söyleme sahip olan şahsiyetlerle, arzu edilen değişim gerçekleştirilebilir mi? Hani nerede yeni bir soluk getireceği belirtilen Prof. Sencer Ayata ya da Hurşit Güneş? Kılıçdaroğlu rüzgârının CHP'nin oylarını yükselttiği muhakkak. Çünkü Kılıçdaroğlu dürüst ve sade bir insan. Kendisine göre, demokratik mesajlar vermeye gayret ediyor. 27 Mayıs darbesi üzerinden askeri müdahaleye karşı çıkması, "etnik köken şereftir" demesi, bunun işaretleri. Ama dışarıdan bir bakışla CHP'de suların henüz durulmadığını söyleyebilirim.
Bir başka soru da şu: CHP toplumu değiştirecek, dönüştürecek adımlar atabilecek mi? Ya da Kılıçdaroğlu'ndan asıl beklenen, iktidarı değiştirecek güce ve toplum desteğine sahip olması mı?
İkinci şık şimdilik daha geçerli görünüyor. Eğer, Gürsel Tekin-Önder Sav diye özetlenebilecek, ama muhtemelen aşağı kademelere de yayılan bir derin mücadele mevcutsa, toplumu dönüştürecek ileri adımlar atılması en azından ertelenebilir. Bu kavga su yüzüne çıkmaz, Kılıçdaroğlu liderlik ağırlığı ile bütünlüğü sağlamayı başarırsa, CHP, iktidar karşısında ciddi bir alternatif olmaya devam edecektir.