27 Mayıs'ta darbe anıldı. O günleri hatırlayınca, bir hayli olumsuz etkilendim; acılar depreşti. Belki şaşıracaksınız ama, aynı şey olmasa bile, Ergenekon sanıklarıyla empati kurdum. Onların çoluk çocuklarını, yakınlarını düşündüm. Acaba bir zulüm var mı diye tereddüt etmeye başladım. Zulüm varsa, zalimin yanında olmak istemem. Keşke, insanlar tutuksuz yargılansa, keşke ancak mahkûm olduklarında cezaevlerine girseler. Bazı anlaşılamayan olaylar da cereyan ediyor. İlhan Cihaner'in dosyasını Yargıtay'a getirme ısrarı ve dinlemeye takılan tuhaf sözler (17 Mayıs 2010 tarihli yazımda bunlara yer vermiştim). İnsan yargıya güvenini kaybediyor; daha da bunalıma giriyor. Hayırlısıyla şu Ergenekon davaları son bulsa, suçlu suçsuz tefrik edilse, içimiz rahatlayacak.
Ya... İşte 27 Mayıs'ta -aynı şey olmasa bile- Ergenekon davasından yatanları, çocuklarını düşündüm... Yüreğim acıyla burkuldu...