27 Mayıs'ın yıldönümünde yazacak o kadar çok şey var ki! Hangi birinden başlasam... Genelde bir kesim, artık, "devrim" diyerek 27 Mayıs darbesine sahip çıkma cesaretini gösteremese bile, sonuçları itibariyle, bu askeri müdahaleyi övmeye devam ediyor. Neymiş efendim, 1961 Anayasası'yla sendikal haklar gelmiş, Anayasa Mahkemesi kurulmuş vs... Bu hedefe ulaşmak için mutlaka bir darbe mi yapılması gerekiyordu? CHP 1959'da, İlk Hedefler Beyannamesi'ni yayınladı. 1961 Anayasası'nın getirdiklerini bir amaç olarak ortaya koydu. 1957 seçimlerinde, zaten Demokrat Parti'ye yakın bir oy almıştı. Beklenseydi, Türk demokrasisi daha sonra gelen fırtınalara da kapılmaz, ikili siyasi yapı ile istikrarlı bir gelişme gösterirdi.
27 Mayıs'a sahip çıkanların bir başka gerekçesi de, Demokrat Parti'nin seçimleri yapmayacağı iddiası. Fevkalâde temelsiz bir söz. Daha seçimlere bir yıl kala, "Seçim yapılmayacaktı" iddiasına ne kadar inanılır? Zaten Menderes, son Eskişehir seyahatinde, erken seçime gidileceğini de açıklamıştı.
Gelin bir mutabakata varalım. Hangi şartta olursa olsun, darbelerin kötü olduğunu kabul edelim.