Uzun zamandır tartışılan "İrtica ile Mücadele Eylem Planı" ve Dursun Çiçek hakkındaki iddianame, 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Durum ciddiyetini koruyor. Çünkü böyle kapsamlı bir planı, iş olsun diye, Dursun Çiçek'in tek başına hazırlamadığı ortada. Zaten, ıslak imzalı belgeyi ilgililere ulaştıran ihbar mektubunda, ciddi ithamlar mevcuttu. AK Parti'yi bölmek ve zor duruma düşürmek, Işık evlerine silâh yerleştirmek suretiyle, Gülen cemaatini kamuoyu nezdinde karalamak gibi hedefleri olan bu planın, dönemin Genelkurmay 2. Başkanı Hasan Iğsız'ın talimatıyla, Genelkurmay Harekât Başkanlığı 3. Destek Şube Müdürlüğü'nde yazıldığı ileri sürülüyordu. Söz konusu belgenin fotokopisi, avukat Serdar Öztürk'ün bürosundaki aramada ele geçmişti. İhbar mektubunda, şu bilgiler veriliyordu: "Avukat Serdar Öztürk'ün bürosunda bulunan belge Taraf'ta yayınlandığı gün (12 Haziran 2009), sabah 4.30 itibariyle, İstihbarata Karşı Koyma ve Güvenlik Dairesi Başkanı Tümgeneral Mutlu Arıkan, Bilgi Destek Dairesi Başkanlığı'na geldi. Bu dairede görevli, Dursun Çiçek haricindeki 2 şube müdürünün, mesai başlangıcından önce, Çiçek'in şubesinde bilgi ve belge temizliği yaptığına şahit oldu. Savcılığın olaya el koyması hususu gündeme gelince, Albay Çiçek'in bilgisayarı ve ilgili şubedeki bütün bilgisayarlar ile server (ana bilgisayar) alındı ve özel programlarla 35 kez, geri getirilmeyecek şekilde silindi. Bu işlemler 19-20-21 Haziran 2009'da, cuma, cumartesi ve pazar günü gerçekleşti. Ayrıca, belgenin TSK'ya ait olmadığını raporlamak ve yazım teknikleri açısından sahte olduğunu ispatlamak amacıyla, Bilgi Destek Harekâtı ve Gayrinizami Harp tekniklerinde deneyimli bir personelin başkanlığında bilirkişi heyeti oluşturuldu."
Görüldüğü gibi, olay sadece Dursun Çiçek ile bitemez. Uzantılar var; işbirlikçiler mevcut. En azından iddialar bu istikamette.
"İrtica ile Mücadele Eylem Planı" davası, önümüzdeki haftalar sorguya çağrılacak bazı rütbelilerle, Balyoz kadar büyük bir kıyamet koparabilir mi desiniz? Yoksa iddiaları, Bedrettin Dalan ve Dursun Çiçek'le sınırlı mı tutacaklar?