Son olarak ele iyi bir malzeme geçti. Eski eş Sultanhanım Güven, kocasının tarikat bağlantılı olduğunu, 5 vakit namaz kıldığını, cumayı kaçırmadığını, Kuran üzerine yemin ettirilerek bazı kişilerle görüştüğünü, yılda birkaç kez ABD'ye giderek "Beyefendi" tabir edilen bir şahısla bir araya geldiğini, Deniz Kuvvetleri'nden çaldığı belgeleri bu kişilere verdiğini ileri sürüyor. Kendi içinde çelişki taşıyan iddialar: Adam tarikatçı ise, neden bilgiyi parayla satsın? Değilse, Kuran üzerine niçin yemin etsin? ABD'deki "Beyefendi" kim? Tarikatta "Hocam, üstadım, efendim" lâfını duydum da, "Beyefendi" diyene rastlamadım.
Beyefendi'den kasıt Gülen ise, daha da komik bir durum. Şu uçsuz bucaksız hayale bak! Malzeme, Deniz Kuvvetleri'nden kaçırılıyor ve Beyefendi'nin gözetiminde suç vesikasına dönüştürülüyor. Beyefendi'nin bu muazzam çeteyi kurmasının sebebi belli: Türk Silâhlı Kuvvetleri'ni yıpratmak; laikliği koruyan kalede gedik açmak.
Aynı Beyefendi'nin, Bülent Arınç aleyhindeki ihbarı yaptırttığı, Şemdinli iddianamesini yazan Ferhat Sarıkaya'yı Amerika'ya kaçırtıp himaye ettiği filan da yazılıp çizilmişti. Doğru çıkmadı. Medya'da, her olayda, bilgiç bir edayla "Utah"ı işaret edenlere az rastlamadık. İmalı yazılarla, bilgiç edalarla, tüketene kadar, bu malzemeyi de kullanın! Yutan bulunursa!