Eski DEP milletvekili Hatip Dicle, DTP Genel Başkanı Ahmet Türk'ün, 15 Ekim'de İçişleri Bakanı Beşir Atalay ile görüştüğünü, Atalay'ın Türk'e "Müsteşarımı Diyarbakır'a gönderdim. Hâkim ve savcılar ayarlandı, gelen PKK'lılar geldikleri gibi geçecekler" dediğini ileri sürdü.
Bu iddiaya, -hem Ahmet Türk, hem de Beşir Atalay tarafından yalanlanmasına rağmen-, CHP sahip çıktı; gensoru önergesi veriyor.
Sizce Hatip Dicle, Kürt açılımının ve yumuşamanın aleyhindeki bu sözleri neden sarf etti? Habur'daki olayların, AK Parti'yi yıprattığı bir gerçek. Nitekim Kürt açılımına karşı olanlar, söz konusu hadiseyi sürekli kullandı. Hatta geçenlerde, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eşref Uğur Yiğit, "Teröristler ellerini kollarını sallayarak Habur'dan geçerken, benim subaylarıma terörist denilmesini milletime şikâyet ediyorum" şeklinde sözler sarf etti. Hatip Dicle'nin bu iddiası kimin işine yarıyor diye bakacaksınız. Derin devletin kollarının her yere uzandığını biliyoruz. En akla gelmedik örgütlerle işbirliği yapıldığının da farkındayız. Hatip Dicle, kendisine verilen bir görevi mi ifa ediyor? Onun kadar tecrübeli bir politikacının, sırf KCK operasyonunda tutuklandı diye, hiçbir özel gerekçe olmadan, sadece öç almak maksadıyla İçişleri Bakanı'nı kötüleyeceği ihtimalini geçerli görmüyorum.