Gazeteci Şamil Tayyar, "Ergenekon" kitabından dolayı, "soruşturmanın gizliliğini ihlâl ve adli yargılamayı etkilemeye teşebbüs ettiği" gerekçesiyle 20 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, hükmün açıklanmasını geri bıraktı ve 5 yıl içinde Şamil Tayyar'ın, benzer bir suç işlerse, cezasını 20 ayla birlikte çekmesi kararlaştırıldı.
Ergenekon siyasi bir dava ve her gün gazetelerde bununla ilgili yazılar, yorumlar çıkıyor; siyasetçiler konuşuyor; hatta işi o kadar ileriye götürüyorlar ki, biri "avukat", diğeri "savcı" olabiliyor. Hal böyleyken, bir bakıyorsunuz, mesleğini icra etmeye çalışan bir gazetecinin eli kolu, bu ağır mahkûmiyetle bağlanıveriyor.
Taraf gazetesinden Mehmet Baransu da, Kafes Planı'nı açıkladığı için yargılanıyor. Kadıköy'deki basından sorumlu Cumhuriyet Savcısı Dursun Yılmaz, Baransu'nun ifadesini aldıktan sonra, onu, tutuklanması istemiyle Kadıköy 5. Sulh Ceza Mahkemesi'ne sevk etti. Çok şükür mahkeme, Baransu'yu tutuklamadı.
Benim gibi daha birçok gazeteci hakkında dava açıldı. Peş peşe mahkûmiyet kararları gelebilir. Acaba siyasi partiler, erken davranıp, basın özgürlüğünü muhafaza etmek için bazı adımlar atamaz mı?