Tayyip Erdoğan, konuşmasında, demokratik açılımı gene belirli bir çerçeveye oturtmadı. Oysa bazıları, ondan, atılacak adımları açık seçik anlatmasını bekliyordu. Gidilecek yoldan ziyade, hedefi belirledi: "Birlik ve bütünlüğümüzü bozmayacağız ama farklılıklarımızı bir zenginlik olarak göreceğiz."
Öncelikle, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'la görüşecek. Baykal'ın, bu durumda, randevu vermeyi reddedeceğini pek sanmıyorum. Erdoğan, CHP Genel Başkanı'ndan alacağı desteğe göre, Kürt açılımındaki unsurları belirginleştirecek. Sözgelimi anayasa değişikliği gerektiren konularda, CHP'siz adım atmak istemez. Anayasayı, referanduma sunulmak kaydıyla, milletvekillerinin 5'te 3 çoğunluğuyla (330 oyla) değiştirebilir ama bu hassas konuda halka gitmek, gerginlik ve kutuplaşma yaratır; sonuç itibariyle de, heyecanlar doruğa çıktığında, vatandaş, destek vermeyebilir.
AK Parti'nin müşahhas tekliflerini merak edenlerin, Başbakan'ın Deniz Baykal'la görüşmesinin neticesini beklemeleri gerekecek.