TMSF Başkanı Ahmet Ertürk, başarılı bir bürokrat: Bütün batık bankalardan yaptığı genel tahsilat miktarı 18.5 milyar dolara ulaştı. Bu tahsilat, 5020 sayılı kanun ve 6183 sayılı güçlendirilmiş takip rejimi sayesinde gerçekleşebildi. Söz konusu yasalar olmasaydı, böyle bir başarıyı yakalamak da mümkün değildi.
Ocak 2010'da, kanuna göre, Ertürk'ün görev süresi bitiyor. Bir başkası TMSF Başkanlığı'na atanacak. Oysa dere geçerken at değiştirilmez. Atanan kişinin bağımsızlığını temin etmek amacıyla, süre dolmadan görevden alınmasını engellemek doğru da, acaba, hangi akla hizmet için "ikinci defa seçilemez" hükmü konmuş? Çünkü bu ekip, olaylara hâkim; her borçlunun geçmişini biliyor, niyetini seziyor. Ayrıca, Ertürk ve arkadaşları, kamuoyunda genel bir kabul görmüş durumda. "Yeni gelen kişinin olaylara intibakı ve yeni pazarlıklar, zaman kaybına yol açmaz mı?" diye sormak isterim.