Bülent Akarcalı aradı. Kürt açılımında Erdoğan'ın yürüttüğü taktiğin Özal'ın yöntemlerini andırdığını söyledi: "Özal da bir düşünceyi ortaya atar, herkesin tartışmasına fırsat verirdi. Erdoğan somut bir paket açıklasaydı, görüşler bu paket üzerinde yoğunlaşacak; sınırlanacaktı."
Bülent Akarcalı'ya hak verdim. Zaten, "Paketin içeriği nedir, onu görelim, sonra konuşuruz" diyenleri anlamak mümkün değil. Paketten ziyade böyle bir iklimin doğmuş olması önemlidir. Faili meçhul cinayetler araştırılıyor; Kürtçe televizyon yayını çoktan başladı. Başbakan, birkaç cümle ile dahi olsa halka Kürtçe hitap etti. Cumhurbaşkanı, Güloymak ilçesinden bahsederken Norşin dedi. Erdoğan ile Ahmet Türk görüştü. Öcalan doğrudan muhatap alınmasa dahi, görüşleri sayfa sayfa gazetelerde yayınlanıyor. Pakete gerek var mı? Adımlar çoktan atılmaya başlandı bile. Güneydoğu için öngörülen teşvikler de bu işin bir parçası. Tabii parlamento açıldığında anayasa değişikliği gibi daha somut öneriler gelecektir. Bir kültür ve kimliğin inkârı politikasından, o kimliğin tanınması ve geliştirilmesi safhasına geçtik. 4-5 sene öncesine geri dönüp baktığımızda, önemli bir mesafe katettiğimiz konusunda hiçbir tereddüt yok.