Hüsamettin Cindoruk'un Demokrat Parti'yi iktidara taşıyacağından şüphem var ama partiye bir hareket getirdiğini kabul etmek gerekiyor. Zaten, onun da niyetinin, seçimlere kadar ciddi bir kadro toparlayıp, yeni genel başkana partiyi teslim etmek olduğu söyleniyor. Önceleri, genel başkanlığı ya Mehmet Ali Bayar'a, ya da Süheyl Batum'a bırakacağı ileri sürülüyordu. Ama onları, ne Genel İdare Kurulu'na, ne Merkez Karar Kurulu'na, ne de Yüksek Haysiyet Divanı'na almış. Buna mukabil, Prof. Çağrı Erhan, Genel İdare Kurulu'nda liste başı. Herhalde, Cindoruk ve kendisiyle birlikte hareket eden heyetin genel başkanlık için ilk tercihi Çağrı Erhan olacak. Bu arada, halen Ergenekon tutuklusu konumunda bulunan Mehmet Haberal'ın da, Demokrat Parti'nin genel başkanlığına gelebileceği de konuşuluyor. Hatta Tayyip Erdoğanvari bir dönüşten söz edenler bile var. Erdoğan ile arada paralellik kurmaya çalışanlar, onun, okuduğu bir şiirden dolayı hapse atıldığını ve cezaevine girmeden önce de, toplumda geniş bir desteğe sahip olduğunu unutuyorlar.
Diyelim ki, Haberal'ın masumiyeti anlaşıldı... Hangi düşüncelerin temsilcisi olarak Demokrat Parti'nin başına geçecek? Zaten Demokrat Parti, bu noktada büyük bir çelişki yaşıyor. Geleneksel taban, halkın değerlerine saygılı, muhafazakâr, askeri darbelere ve otoriter bürokratik telkinlere mesafeli. Buna mukabil, son 10 yıldır Demirel ile Cindoruk başka düşünceleri temsil ediyor. Onlar, meselâ, Sabih Kanadoğlu'na, ya da gazeteci Tufan Türenç'e, eşi Pınar Türenç'e daha yakın duruyorlar. Acaba Cindoruk, tecrübesini kullanarak denge sağlamayı başarabilecek mi?
Bu arada, partide kafaların biraz karışık olduğu, Genel İdare Kurulu'na, Büyükelçi Umut Arık yerine, yanlışlıkla Büyükelçi Ümit Pamir'in isminin yazılmasından belli. Bir siyasi partinin Genel İdare Kurulu listesinde, ilk defa böyle bir isim karışıklığına şahit oluyorum. İster misiniz, günün birinde, genel başkan seçimi için oy kullanan delegeler, gene kafaları karıştığı için, - Aydın Menderes'i doğrularcasına-, haberli ya da habersiz Sabih Kanadoğlu'nu Demokrat Parti genel başkanlığı koltuğuna oturtuversinler!