Anayasanın 83'üncü maddesine göre, "Seçimden önce soruşturulmasına başlamış olmak kaydıyla, anayasanın 14'üncü maddesindeki durumlar, dokunulmazlık kapsamının dışında." 14'üncü maddede ise, şöyle deniliyor: "Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı, insan haklarına dayanan, demokratik ve laik cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz."
İşte bu iki maddeden hareketle, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, 5 DTP'liyi ifadelerini almak üzere mahkemeye çağırdı. Malûm, ceza davalarında ifade vermeye gidilmediği takdirde, polis zoruyla götürme hakkı mevcut.
Peki ne yapılacak? Özellikle anayasa değişikliğinin gündemde olduğu şu günlerde, belki de, bu mesele, tetikleyici bir unsur olabilir. 14'üncü madde hâlâ yoruma muhtaç. Evvelce, sıralanan yasaklar çok daha fazlaydı. Sadece, "devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak" ya da "demokratik ve laik cumhuriyeti ortadan kaldırmak" değil, "Türk devletinin ve cumhuriyetinin varlığını tehlikeye düşürmek... devletin bir kişi veya zümre tarafından yönetilmesini veya sosyal bir sınıfın diğer sosyal sınıflar üzerinde egemenliğini sağlamak... veya dil, ırk, din ve mezhep ayırımı yaratmak... veya sair herhangi bir yoldan bu kavram ve görüşlere dayanan bir devlet düzenini kurmak" gibi fiiller de, temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılması başlığı altında yer alıyordu. 2001 değişikliğiyle, 14'üncü maddedeki suç unsurları daha belirgin hale getirildi ama, gene de son derece muğlak ve yoruma açık cümleler söz konusu. Bugün, bu madde kapsamına "bölücülük" iddiasıyla DTP giriyorsa, yarın, "laik cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlıyor" iddiasıyla bir AK Partilinin girmeyeceği ne malûm! Türkiye'de bölücülük nedir? Ya da laiklik nedir? Eskiden, Kürtçe şarkı söylemek bile bölücülük sayılıyordu ya da Kürt kimliğinden söz etmek veya "Türkiyeli" demek. Koskoca Anayasa Mahkemesi, AK Parti'yi laiklik karşıtı eylemlerin odağı ilân ederken, anayasanın 10'uncu ve 42'nci maddelerini değiştirmek suretiyle üniversitede başörtüsü yasağını kaldırmayı amaçlamasını suç gibi görmedi mi?
Türkiye'nin demokratikleşmeye ihtiyacı var. Kürt meselesinde de, laik cumhuriyet yorumunda da, Alevilere bakış açısında da, Rum, Ermeni, Musevi gibi azınlıklarla ilişkilerde de. Bakalım AK Parti, zor olanı başaracak mı? Yoksa, "Uzlaşma sağlayamıyorum" diye daha işin başında pes mi edecek?