Tandoğan'daki cumhuriyet mitingi, 2007'ye göre çok sönük geçti. 2007'de, bambaşka bir rüzgâr esiyordu. Her şeyden önce bu mitingler cumhurbaşkanı seçimi arefesinde, "Çankaya kalesinin düşmesini engellemek üzere" tertip edilmişti. Askerin faaliyetiyle, mitingler birbirine paralellik arz ediyordu. 12 Nisan 2007'de Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, "Sözde değil, özde laik bir cumhurbaşkanı" istedi; 14 Nisan'da, Tandoğan'da ilk cumhuriyet mitingi tertip edildi. Arkasında 27 Nisan e-muhtırası geldi. 29 Nisan'da, İstanbul Çağlayan'da ikincisi, 13 Mayıs'da İzmir'de de cumhuriyet mitinglerinin üçüncüsü düzenlendi. O mitinglere, sivil kıyafet giymiş çok sayıda askerin de katıldığını biliyoruz. Ama, vatandaşlar da, daha heyecanlıydı. "Laiklik elden gitti gidiyor" diye iyice gaza gelmiş bir kesim vardı; samimiyetle korkuyorlardı Abdullah Gül'ün Çankaya'ya çıkmasından.
Çıktı da ne oldu? Laiklik yerinde duruyor. Üstelik, meydanların coşkusuna, çok büyük bir kitle, % 47 ile AK Parti'yi sandıkta destekleyerek cevap verdi. İşte ondan sonra, cumhuriyet mitinglerinin gazı kaçtı. Bir de, amaç, yürürlükteki bir davayı etkilemek olunca, sade vatandaş olaya mesafeli durdu. "Amaç, davayı etkilemek değil, sadece davadaki usul hatalarına karşı çıkmak, yanlış hukuki yöntemi eleştirmek" denilse de, işareti Ergenekon tutuklusu Şener Eruygur'un genel başkanlık yaptığı Atatürkçü Düşünce Derneği vermedi mi? Sanırım, bu yüzden, cumhuriyet mitingine eskiye oranla çok düşük bir katılım oldu. Ama gene de, meydanlara dökülen halkın tepkisini küçümsememek ve üzerinde düşünmek gerekir.