Türkiye'de, "ötekine" tahammül edemiyoruz. Ne kadar demokrat görünsek ya da görünmeye çalışsak bile, hoşgörüsüzlük bir yerde patlak veriyor.
ABD'de, geçerli olan "White-Anglo Saxon-Protestan" (W.A.S.P) kalıbının bizde de karşılığı var. "Beyaz-Anglo Saxon-Protestan" yerine, ülkemizde
"Türk/Müslüman/Sünni" tarifi kuşku duyulmayan seçkin kitlenin özelliklerini gösteriyor. Ama şu farkla ki, "Sünni" olmakla birlikte, "dindar" olmayacak, en azından öyle görünmeyeceksiniz. Başka ayrıntılar da göz ardı edilmemeli. Meselâ Kürt kökenli olabilirsiniz; lâkin kimliğinizi bastırarak, sorgusuz sualsiz "Türküm", hatta "Ne mutlu Türküm" diyebilmelisiniz. O zaman, şablona uyum sağlama hususunda hiçbir sorun doğmayacaktır.
ABD başkanları, Kennedy ve Obama hariç, hep, WASP'ların arasından seçildi. Kennedy, beyaz ve Anglo Saxondu ama, Katolik'ti. Bu kalıbı asıl, Obama yıktı; en önemli ve görünür unsur, "beyaz" şartı, hak ile yeksan oldu. Türkiye de, Tayyip Erdoğan'la benzer bir travma yaşadı, taşlar yerinden oynadı. Rahatsızlığın temelinde bu yatıyor. Erdoğan, Türk, Müslüman ve Sünni ama fazlaca "dindar". İşte bu yüzden, hazmı zor. Zira bizden biri değil, "Öteki".