Org. İlker Başbuğ, iyi hazırlanmış, kapsamlı bir konuşma yaptı. Aldığım mesajlar:
1) Sivil otoritenin üstünlüğünü vurguladı. Askerler, kararların oluşmasında ve olgunlaşmasında etkili olabilir ama, nihai karar sivil otoritenindir ve sorumluluk da ona aittir.
2) "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir" cümlesiyle, etnik meselede önemli bir açılım sergiledi. Türkiye'nin bir coğrafyanın adı olduğunu, "Türk" kelimesinin, etnik ayırım ifade etmeksizin, "Türkiye halkını" işaret ettiğini hatırlattı. ( "Türkiyeli" kelimesine bir adım kaldı diyebiliriz.)
3) Sadece laik cumhuriyete değil, demokrasiye de sık sık vurgu yaptı.
4) Cumhuriyeti koruma ve kollama cümlesini tek bir kere bile sarf etmedi. Terörle mücadeleye ve etnik konulara, laiklikten çok daha fazla yer ayırdı. Laiklik ilkesini, anayasanın 24. maddesine referansta bulunarak tanımladı: "Kimse, devletin sosyal, ekonomik, siyasi ve hukuki temel düzenini, kısmen de olsa din kurallarına dayandırma veya siyasi ya da kişisel çıkar veyahut nüfuz sağlama amacıyla, din duygularını, dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez." Bu tariften yola çıkarak, din eksenli bazı cemaatleri anayasaya aykırı bulduğunu ihsas etti.