Hürriyet gazetesi yazarı Cüneyt Ülsever, "10 yıl sonra Türkiye'nin hali ne olacak?" sorusunu cevaplandırırken, "Genelkurmay Başkanı'nın eşi başörtülü olabilir" ihtimalini dile getiriyor. Evvelki gün Reha Muhtar'ın CNN Türk'teki programında, bu tesbitini, bir tehlike işareti olarak yapmadığını, sadece, bir varsayım gibi ifade ettiğini belirtti.
Bana aynı soruyu sorsalar, farklı bir ihtimalden söz ederdim. Meselâ, bundan 10-15 sene sonra, komuta heyetinde bir kadın general, bir kadın amiral göreceğiz derdim. 20 sene sonra da kadın Genelkurmay Başkanı. Bunu düşünmemin sebebi, geçenlerde yapılan Harp Akademileri Komutanlığı'nın mezuniyet töreninde bir kadın kurmay subayın konuşması. Üsteğmen Yasemin Bayraktutan, üstelik Deniz Harp Akademisi'nden birincilikle mezun olmuş. Aynı törende Hava Harp Akademisi'nden mezun olan yüzbaşı Bilgehan Bülbül de diploma aldı.
Bir ülkeye çağdaşlık, generalin eşinin başı açık diye gelmez. Bence devletler, kadına verdiği önem ile çağdaş olur. Bu açıdan baktığımızda, maalesef Türkiye'yi pek ileri noktada göremiyoruz.
İster başı açık, ister örtülü olsun, yapılması gereken kadının önünün açılmasıdır; kadına değer verilmesidir . Sivil ya da askeri bürokraside, hanımların önü hep kapalı. Başların kapalı olup olmadığıyla uğraşmaktan, bu gerçeğe yeterince eğilemedik. Siyaset, daha ziyade bürokrasiden beslendiğine göre, yüksek mevkilere gelemeyen kadınların, politikada da, erkeklerden geri kalmasından doğal ne olabilir?
Evet nasıl bir Türkiye? Çok sayıda kadının vali, müsteşar ve komutan olduğu bir Türkiye hayal ediyorum. Bilmiyorum fazla iyimser miyim?