Seçimler yaklaştıkça, politikacılar da yüksek perdeden atmaya başladı. Ne vicdan kaldı, ne adalet duygusu. Herkes birbirine kara çalıyor. Saadet Partisi'nin adayı Mehmet Bekaroğlu'nun üstlendiği rol, bana Habil'i öldüren Kabil'i hatırlatıyor. Bekaroğlu, bir adım sonrasını düşünse, hayırla yad edilecek bir konumda olmadığını anlar.
Siyasette ahlâk, özlenen bir erdem. Ama, yolsuzlukların üzerine kısa vadede siyasi avantaj sağlamak için giderseniz, o zaman, fazilet arayışı suni bir içerik kazanıyor. İnsanlar sizi, adaletiyle temayüz eden Hz. Ömer gibi değil, Kabil gibi görmeye başlıyor.