Özel Harekât Daire Başkanı Behçet Oktay, ardında bir esrar perdesi bırakarak hayata veda etti. İntihar mı, yoksa suikast mı, tam karar veremiyoruz. Çünkü olay karışık.
Behçet Oktay'ın ismini, İbrahim Şahin tutuklanınca duymuştuk. Şahin'in listesinde yer alan Antalya Özel Harekât Grup Amiri Servet Kaynak ile, Elazığ Özel Harekât Şube Müdürü Ayhan Atabek ifadelerinde, Behçet Oktay'dan söz etmişlerdi. Servet Kaynak, 20022003 yıllarında, Behçet Oktay vasıtasıyla İbrahim Şahin'le tanıştığını söylemiş ve 5 ay önce Şahin'in kendisini arayarak, "yurtdışında görev var, 5 güvenilir arkadaşını bul" dediğini nakletmişti.
Ayhan Atabek ise, Behçet Oktay'ın kendisine telefon ederek, "Şahin Elazığ'a geliyor" haberini verdiğini belirtmişti. Oktay'ın ricasını kırmamak için Şahin'le ilgilendiğini ifade eden Atabek, "Şahin, telefonumu, adımı ve soyadımı istedi, ben de verdim" demişti.
Zaten, İbrahim Şahin'in etrafında önemli bir esrar perdesi vardı. Behçet Oktay'ın ölümü, karanlığı daha da koyulaştırdı.
Şahin'in kimin isteğiyle böyle bir tim kurduğu mutlaka incelenmeli. Sadece, biraz dengesiz olduğu anlaşılan Kayserili Fatma Cengiz'in kandırmasıyla böyle bir işe girişebileceğini hiç sanmam. Cengiz, onu işletmiş, o da, 300 kişilik bir vurucu tim oluşturmuş! Bu bana hiç inandırıcı gelmiyor. Ama Şahin'in, devletin kendisine bir görev verdiğine inandığına hemen hemen eminim. Zaten, Antalya Şubesi'ndeki Özel Harekâtçı Servet Kaynak'a da, "görev yazınızı yakında göndereceğim" demekte. Evindeki araştırmada da, görevi resmen teslim aldığı vakit yapacağı konuşma çıkmadı mı? Belki, bu esrarı, Karanlık Savaş'a karşı eylem planı oluşturulmasına katkı sağlayan Genelkurmay Stratejik Araştırmalar ve Etüt Merkezi'nin (SAREM) başındaki bir şahıs, Süha Tanyeli bilebilir.
İbrahim Şahin kimin adına görev yapıyordu? Ve Behçet Oktay bu ilişkide nasıl bir rol üstlenmişti? Bakalım bu sorulara cevap bulunabilecek mi?