Milletvekili dokunulmazlığına rağmen, DTP'li Aysel Tuğluk'u yargıladılar. Zira Yargıtay'ın kararına göre, işlediği eylem dokunulmazlık kapsamında sayılmıyor. Yeni bir tartışma başladı. Kimine göre, ceza Yargıtay tarafından onanınca, milletvekilliği otomatik olarak düşecek; kimi ise, cezanın ancak milletvekilliği dokunulmazlığı sona erdikten sonra infaz edilebileceğini söylüyor.
Bence, Tuğluk'un dokunulmazlığına saygı gösterilmeli. Aksi takdirde, Yargı'nın Yasama'nın alanına müdahale etmesi söz konusu olur. Ayrıca, katılmasak dahi, Tuğluk'un görüşleri, düşünce hürriyeti kapsamındadır. "Abdullah Öcalan'a terörist dersek halkın karşısına çıkamayız. PKK'yı terörist ilân ederek bu sorunu çözemeyiz" demiş. DTP'nin, PKK'nın Meclis'teki siyasi uzantısı olduğunu bildiğimize göre, Aysel Tuğluk'un sözlerini niçin yadırgayalım? Öte yandan, PKK ile Hamas'ı mukayese etmesi tam bir şaşkınlık işareti: "Türk hükûmeti, Batı'nın terör listesinde bulunmasına rağmen Hamas'a sahip çıkıyormuş. PKK'ya ise, terörist denilmesini istiyormuş." Böyle bir mukayeseyi, sırf AK Parti'yi kötülemek için, başkaları da yapıyor.
Filistin toprakları, Gazze ve Batı Şeria, İsrail'in 1967'den beri işgali altında. Gazze yıllardır açık hapishaneye döndü. Kürt kökenli vatandaşlarımızın durumu, Filistinlilerle mukayese edilebilir mi? Ne de Türkiye'nin ve Türklerin, Kürtlere yaklaşımıyla, İsrail'in uyguladığı devlet terörü karşılaştırılabilir.