Kadınlar üzerinden siyaset! Kadınlar üzerinden tezgâh!
Türkiye'de maalesef kadın, "ikinci sınıf" vatandaş konumunda. İstisnalar var ama genel kural böyle.
CHP'deki son gelişmelere bakar mısınız? Emin Atmaca, Eyüp Belediye Başkanı olacak düşüncesiyle, Mehmet Sevigen'le anlaşıyor, tesettürlü yakınlarına rozet takılıyor. Oluyor bunun adı: "CHP'nin çarşaf açılımı"...
Haftalarca tartışıyoruz. Kimisi, Deniz Baykal'ı övüyor, kimisi, "son kale de düştü, laiklik gerçekten elden gidiyor" diye dövünüyor. Sonra bir bakıyoruz ki, Atmaca aday yapılmayınca, çarşaflı ya da başörtülü hanımlar "aldatıldık" diye rozetlerini çıkarıyor. Demek, kadınlar, "siyasi malzeme" olarak kullanılmaya dünden razı. Atmaca aday olsa, CHP rozetini seve seve taşıyacaklar. Aday olmadı... Artık onlar da CHP'li değil.
Bu çirkinliğin, ucuzluğun farkında mısınız acaba? Siyaset, mevki ya da koltuk pazarlığı değildir. Ama pazarlıkta, dini değerleri de masaya yatırmışsanız, ilâve bir ayıp söz konusu: "Sen beni aday yap, ben başörtülü, çarşaflı yakınlarımla CHP'li olayım. Böylece sen, dindar çevrelere mesafeli olmadığın görüntüsünü yaratırsın, ben de -mümin vatandaş tavırlarım sayesinde halktan destek almayı başarırsam- Eyüp Belediye Başkanlığı koltuğuna otururum."
Bakın, Anayasa'nın 24. maddesi ne diyor? "Kimse, siyasi veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla, her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez."
Söz konusu madde, tam da, bu gibi olayları hedef alıyor.
Ben konuya yasal değil, sadece siyasi ahlâk açısından bakıyorum ve kadınlar üzerinden yapılan bu siyasi tertipten hicap duyuyorum.