Prof. Mehmet Füzün, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül kendisini rektör atar atamaz, hemen, 6 Ağustos'ta YÖK'e, "devamlı statüye geçme" başvurusu yaptı. Yürütme Kurulu, bu başvuruyu ancak 3 Eylül'de inceleyerek karara bağladı. Bununla beraber, Mehmet Füzün, 6 Ağustos'ta kısmi statüden, devamlı statüye geçmiş gibi gösterildi; bir başka ifadeyle geriye dönük bir işlem gerçekleştirildi. İşte, Ankara 15. İdare Mahkemesi, bu noktaya parmak basıyor ve Mehmet Füzün'ün sakat bir idari işlem sonucu rektör olduğunu belirtiyor.
Ama:
1) Anayasanın 105. maddesine göre, "Cumhurbaşkanının re'sen imzaladığı kararlar ve emirler aleyhine, Anayasa Mahkemesi dahil yargı merciine başvurulamaz." Bu durumda Ankara 15. İdare Mahkemesi anayasaya aykırı hareket etmiş olmuyor mu?
2) Uygulamada, ancak rektörlüğe atanması kesinleştikten sonra, söz konusu şahıs, kısmi statüden, devamlı statüye geçme talebinde bulunuyor. Herhalde, muayenehane sahibi bir doktorun, rektör olarak atanmadan, işyerini kapaması beklenemez; öyle değil mi?
3) Rektör atanmak için, tam gün gerekli değil; hatta emekli profesörler dahi bu göreve gelebiliyor. Sözgelimi, Prof. Ömer Şarlak, emekli olduğu halde, İnönü Üniversitesi rektörü yapılmıştı.
4) Rektörlüğe atanır atanmaz, YÖK'e, devamlı statüye geçme başvurusunda bulunmasına rağmen, Yürütme Kurulu'nun bir ihmali neticesi, Füzün'ün başvurusu, ancak 3 Eylül'de değerlendirilmiş. Bu gecikmenin, Mehmet Füzün'e fatura edilmesi doğru mu?
Ufak bir hatırlatma:
Halen İstanbul Üniversitesi rektör adayları arasında adı geçen Prof. Ali Akyüz de, kısmi statüde. Rektör seçilirse, göreve geldiğinin ilk gününde tam zamanlı statüye geçmek için müracaat edecek.