Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN CELAL GÜZEL

CHP ve 30 Mart Seçimleri (1)

CHP, 9 Eylül 1923'te, yani Cumhuriyet'in ilânından 50 gün önce kuruldu. Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulmadan kurulan bu 'tek parti', ceberrut, jakoben ve totaliter bir devlet anlayışının simgesi oldu ve Osmanlı monarşisinde bile hür düşünceye alışmış olan toplumumuzda hiçbir zaman benimsenmedi. CHP'nin 'tek parti diktası' karşısında kurulan ve kısa zamanda kapatılan siyasî partiler, mağdur ve mazlum halk kitlelerinin desteğini aldılar.
Cumhuriyet'in ilânından yaklaşık bir yıl sonra Kâzım Karabekir'e kurdurulan 'Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası', kısa zamanda benimsenince, 5 Haziran 1925'te kapatıldı. Zira, tek parti CHP cuntası ilk seçimlerde tahakkümüne son verileceğini anlamıştı.
Serbest Cumhuriyet Fırkası (SCF), Ali Fethi Okyar tarafından bir 'sarı parti' olarak danışıklı dövüş neticesinde 12 Ağustos 1930'da kuruldu. Lâkin mağdur halkımız CHP tahakkümünden o derece mustarip idi ki, derhal SCF'ye büyük bir teveccüh gösterdi. Bunu gören CHP diktası, üç ay sonra SCF'yi de kapattı.
7 Ocak 1946'da Demokrat Parti (DP) kuruldu ve güya çok partili hayata geçildi. Lâkin, 'Şeflik Dönemi'nin, Savaş sonrası Müttefiklerin zorlamasıyla başka partiye izin vermesinin sebebi, 21 Temmuz 1946'da yapılan seçim soytarılığı ile açığa çıktı. 'Açık oy, gizli sayım' esasına göre yapılan bu trajikomik seçimlerde, seçim sandıkları jandarmalar tarafından kaçırıldı. Halkımız gene mağdur edilmişti. Nihayet, 14 Mayıs 1950 seçimleri ile Demokrat Parti Menderes'in liderliğinde iktidara geldi. Halkımız, yıllarca devam eden mağduriyetine cevap veriyor ve CHP tiranlarını tahtlarından indiriyordu. 1954 ve 1957 seçimlerinde de sandıktan çıkamayan jakoben zihniyetli CHP, demokrasiden ümidini kesince ordudaki darbecileri kışkırtarak 27 Mayıs 1960 Darbesi'ni düzenledi ve Türkiye'de 'Darbeler Dönemi' ve militarist vesayet başladı.

***

1961 Seçimlerinde, DP'nin mirası üzerine kurulan AP ve YTP kasten ikiye bölündüğü halde, toplam olarak darbeci CHP'den daha fazla oy aldılar. 27 Mayıs ile mağdur edilen milletimiz tepkisini göstermişti. Hele 1965 Seçimleri, açıkça 27 Mayıs Fâciası'nın rövanşı oldu ve Süleyman Demirel liderliğindeki AP -önüne konulan Millî Bakiye Sistemi engeline rağmenyüzde 53 oy alarak iktidara geldi; CHP'nin oyu ise yüzde 29'a düşmüştü.
Mağdur edilen seçmenin demokratik tepkisi, 12 Eylül Darbesi'nden sonra da ortaya çıktı. Bu defa, mağduriyetin oylarını merhum Turgut Özal'ın ANAP'ı toplamış ve tek başına iktidara gelmeyi başarmıştı.
27 Aralık 1995'te yapılan seçimlerde bu defa, 'irtica' tehdidi altında yıllarca 'gerici' ilân edilen büyük halk kitleleri, mağduriyetlerini RP'yi birinci parti yaparak gösterdiler. Ancak, ne yazık ki malûm jakoben, darbeci zihniyet, 28 Şubat 1997 Darbesi ile RP-DYP Koalisyonu'nu devirdi. 28 Şubat'ta da başrolde gene CHP, jakoben ulusalcılar ve diğer millî irade düşmanları vardı. Milletimiz, 28 Şubat'taki mağduriyetini ve değerlerine karşı girişilen tahribatın tepkisini 3 Kasım 2002 seçimlerinde gösterdi. AK Parti, oyların yüzde 34,3'ünü toplayarak tek başına iktidar oldu. Aslında bu defa asırlık bir mağduriyetin hesabı görülmüştü.
Cumhurbaşkanı seçimi, 2007'deki Mart ve Nisan aylarını halkımıza zehir etti. Çünkü, eşinin başı örtülü Cumhurbaşkanı istemeyen CHP elitist ve jakoben azınlığı, ulusalcı sözde hukukçuları da kullanarak '367 kepazeliği'ni çıkarıp siyasallaştırdıkları Anayasa Mahkemesi ile birlikte hukuka takla attırdılar. Bu arada, TSK da gene CHP'nin provokasyonuyla 27 Nisan 2007 Muhtırası'nı verdi. Bunun üzerine AK Parti, seçimleri erkene çekerek 22 Temmuz 2007 seçimlerini yaptırdı. Oylarını yüzde 46.6'ya çıkaran AK Parti, ikinci seçim zaferini kazanarak tekrar tek başına iktidara geldi.
Yarın konumuza devam edeceğiz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA