Geçtiğimiz hafta, bir 'torba kanun' içinde yer alan 5651 Sayılı 'İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun'da önemli değişiklikler yapıldı. Meclis'te kabul edilen kanun, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanınca yürürlüğe girecek.
'İnternet düzenlemesi'ne yönelik, 5651 Sayılı Kanun'da değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi, esasında 24 Aralık'ta Meclis Adalet Komisyonu'na gelmişti. Hemen bütün maddelerinde değişiklikler yapılan kanunun, 'torba kanun' içine konularak Meclis'te kabul edildiğini görüyoruz.
Önce şu hususun altını çizerek belirteyim ki, her konuda demokratik hak ve hürriyetlerden geriye gidilmesine demokrat bir aydın olarak karşıyım.
Esasen Başbakan Erdoğan'ın ve AK Parti İktidarı'nın da hep böyle düşündüğü ve bu istikamette düzenlemeler yaptığını görüyoruz. Ancak, bütün demokratik hukuk devletlerinde temel kural, özgürlüklerin kişi haklarını ortadan kaldırmamasına itina edilmesidir.

***
İktidara muhalif çevrelerde şiddetli tepkilere yol açan, internetin düzenlenmesine ilişkin bu değişiklikler neler getiriyor, neler götürüyor diye baktığımızda, evvelâ şunu görüyoruz: Değişiklikler, öyle iddia edildiği gibi, internete yasak ve sansür getirmiyor. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olup da, 'Bu hükümet interneti de yasaklıyor' diye veryansın edenlere, sokaklara dökülen marjinal gruplara bakmayın siz. Onlar mutat ve klasik davranışlarına devam edecekler elbette. Yapılan ve getirilen her yeniliğe, her değişikliğe itiraz etmek, karşı gelmek, onların iflah olmaz alışkanlıkları...
Değişikliklere baktığımızda, en başta, insanların kişilik haklarına yönelik tecavüz, saldırı ve teşebbüslerin önüne geçilmesinin amaçlandığını görmekteyiz. Özel hayatın gizliliğini ihlâl eden, özel hayata ilişkin görüntü ve kayıtlara yer veren; 'uygunsuz içerik' barındıran sayfalar; mağdur kişinin şikâyeti ve başvurusu üzerine, yine hâkim kararıyla erişime engellenecek. Aradan geçen zaman zarfında özel hayatı ve kişilik hakları zedelenen vatandaşı korumak için 'İnternet Erişim Sağlayıcıları Birliği' 4 saat içinde kararı uygulayacak ve böylece günlerce bekletmeden vatandaşın kişilik haklarının ihlâli önlenmiş olacak.
***
Yeni getirilen bu uygulama mevcut kanundaki hükümlere göre daha demokratiktir. Zira mevcut kanuna göre internet sitesi kapatılabiliyor ve 'içerik çıkarılabilir' şeklinde karar alınabiliyordu. Uygulanan işlem karışık ve zaman alıcı olduğu için mahkemeler genellikle internet sitesi kapatılmalı kararını veriyordu. Halbuki yeni düzenlemelere göre, internet sitelerinin kapatılmasına lüzum kalmayacak. TİB Başkanı'nın sadece özel hayatın gizliliğinin korunması konusunda yetkisi var; bu da dahil olmak üzere mahkeme kararı esas alınmaya devam ediliyor. Bu arada, sosyal paylaşım sitelerinin (Facebook, Twitter, YouTube gibi) Türkiye'ye yatırım yapmaktan kaçındırdığı iddia edilen hapis cezaları da para cezasına çevrilerek değiştiriliyor.
Diğer taraftan, fişlenme iddiaları doğru değil; sadece birçok ülkede olduğu gibi internet 'trafik bilgisi kayıtları' tutulacak.
***
Görüldüğü gibi bu düzenlemelerin totaliter ülkelerdeki 'sansür' ile hiçbir ilgisi yok. Tam aksine 'kişi hakları' açısından demokratikleşme istikametinde değişiklikler getiriliyor. Lâkin niyetiniz, istediğinize çamur atıp sokaklara dökülmekse, elbette bu değişiklikten hoşlanmayacaksınız.