Hz. Muhammed (s.a.s.), Hicret'in 10. yılında 'Vedâ Hutbesi'nde, 'Ashâbım! Dikkat ediniz, cahiliyeden kalma bütün âdetler kaldırılmıştır; ayağımın altındadır' buyurmuştur. Ayrıca, 'Arabın Arap olmayana üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvâdadır' prensibini, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nden tam 1316 sene önce vaz etmiştir. Ayrıca, bir Hadîs-i Şerif'te de 'Kim kavmiyetçilik dâvâsı güderse, Cehennemde iki dizine çökecek olanlardandır' buyurmuştur.
Mensubiyetiyle şeref duyduğumuz İslâmiyet'te ırkçılık ve ırk ayrımcılığı kesinlikle yasaklanmıştır. Bu sebeple Müslümanlar ve Müslüman Türk Milleti, tarihin hiçbir döneminde ırkçı ve ırk ayrımcısı olmamıştır. Batı'da ve özellikle Avrupa'daki Nasyonalizm, ırkçı ve ayrımcı bir Milliyetçilik ifade eder ve şiddete dayanır.
***
'Millet' kavramı,
Türk tarihinde
Batı'dan tamamen değişik anlaşılmıştır. Bizim millet anlayışımız, temelinde
İslâm olan
İbrahimî bir millet anlayışıdır.
Türkler,
Kürtler ve
Türkiye'de yaşayan diğer
Müslüman unsurlar,
İslâm'a uygun olarak
Millet mefhumunu asırlar boyunca dinî inanç ve özellikleriyle idrak etmişler;
'Türk Milleti' kavramını da bu şekilde etnik bir temele ve ayrımcılığa dayandırmadan benimsemişlerdir.
Osmanlı Millet fikri ve sistemi,
Batı Nasyonalizmi'nden yüzyıllar önce inşa edilmiştir.
Millet'e dayanan
Milliyetçilik Türk Dil Kurumu'nun sözlüğünde,
'Maddî ve manevî açılardan millet ve ülkesinin çıkarlarını her şeyin üstünde tutma anlayışı' olarak tanımlanmıştır.
D. Mehmet Doğan,
Büyük Türkçe Sözlük adlı eserinde
'Milliyetçi' sözünü ise,
'Milliyetçilik taraftarı, milletini, milliyetini seven' şeklinde tarif etmiştir.
Türkiye'de, son yüzyıldan beri
'Milliyetçilik'ten anlaşılan aslâ ırkçılık değil
'Vatanseverlik' (
Patriotizm) olmuştur. Kaldı ki,
ABD ve
Avrupa'daki patriotizm, bizdeki bazı ırkçı sayılanlara taş çıkartacak kadar kuvvetli bir duygudur.
Türkiye'de yaşayan insanlarımızın tamamına yakın kısmı, vatanseverlik anlamında milliyetçidir.
***
Milliyetçilik,
Cumhuriyet'in kuruluşundan sonraki bir dönemde bazı yöneticiler tarafından
'ırkçılık' ile karıştırılmıştır. Ancak, demokrasiye geçildikten sonra
Milliyetçilik, millî ve manevî değerleri ifade eden
Vatanseverlik anlamında kabul edilmiş ve buna göre kıymet kazanmıştır.
Halktan büyük oranda oy alan ve tek başına uzun müddet iktidarda kalan siyasî partiler, özellikle
AP ve
ANAP kendilerini
'Milliyetçi- Muhafazakâr' olarak tanımlamışlardır. Aslında,
AK Parti'nin yüzde 50'lik oy tabanının büyük çoğunluğu da kendisini
'Milliyetçi' hissetmektedir.
Son yıllarda, yabancılaşmış aydınlar, eski
Marksist yeni liberaller, vatan- millet gibi değerlere inanmayanlar, bölücü ve terörist
Kürt Irkçılığı'nı bahane ederek millî ve manevî değerleri yıpratmaya çalışıyorlar. Ne yazık ki, millete sövüp saymanın geçer akçe olduğunu zanneden medya papağanları da onların kuyruğuna takılıyorlar.
***
Başbakan Erdoğan'ın milliyetçilik konusundaki
Midyat çıkışı, aslında tamamen ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı bir çıkıştır.
O'nun millî ve manevî değerleri nasıl sahiplendiğini bilenlerdeniz. Lâkin gene de gönlümüz kırık... Terör ve şiddete dayanan apaçık ırkçı- ayrılıkçı ve bölücü
Türkiye düşmanı bir hareket ile imanlı ve vatansever halkımızın aynı kefeye konulmaması gerekirdi.