Geçen hafta üç büyük kaybımız oldu. Önce, yaşayan en büyük Türk ressamı Burhan Doğançay'ı, daha sonra Mehmet Ali Birand'ı ve ardından da Prof. Dr. Toktamış Ateş'i kaybettik. Birand, tanıdığım en kabiliyetli gazeteci ve televizyoncu idi.
Özellikle terör meselesi konusundaki görüşlerini hiç paylaşmadım. Ömrünün son döneminde, daha önceki hatâları konusundaki yazdıkları çok önemli idi ama malûm kalemşorları kızdırmıştı. Birand, '32. Gün' programı ve başlattığı 'anchorman'lik ile habercilik ve televizyonculuk tarihine geçmiştir.
Ailesine ve yakınlarına başsağlığı diliyorum. Toprağı bol olsun.
Merhum Toktamış Ateş de, çok sevdiğim bir dostumdu. Daima gülümser ve herkese hoşgörülü davranırdı. Lâikliği savunurdu ama lâikçi yobazlardan değildi. Atatürkçülük ile demokrasiyi mezcetmiş ve katı Kemalistlerden çok farklı, barıştırıcı, birleştirici çözümlere ulaşmıştı. Ateş'in görüşlerini beğenir ve saygı duyardım. O'nu erken kaybettik. İnanan bir insandı. Kendisine Allah'tan rahmet, ailesine başsağlığı diliyorum.