Türkiye'nin siyasî ve sosyal huzurunu bozan belirli tarihler vardır. Bir zamanlar 27 Mayıs'ın bayram olarak kutlanması da böyleydi. Meşrû, demokratik rejime karşı darbe yapılmış; milletin sevgilisi bir başbakan ve bakanları ipe çekilmiş; siz de bu rezaleti bayram diye kutluyorsunuz. Bu tarihlerden önde gelen biri de 23 Aralık 1930'daki, yani bundan 82 yıl önceki 'Menemen Olayı'dır.
'Menemen Olayı' konusunda, hiçbir tarihî ve bilimsel araştırmaya dayanmadan, tamamen afakî ve asılsız iddialarda bulunulmuş; basit ve mahallî bir polisiye olay büyütülerek 'Cumhuriyete karşı bir isyan hareketi' şeklinde takdim edilmiştir. Halbuki bu olay, cahil, esrarkeş ve deli 6 kişinin kafayı çekip başlattığı münferit bir zabıta hadisesinden ibarettir.
Genelkurmay ATASE Başkanlığı'nın incelemesinde, 'Mehdî Derviş Mehmet, kendisinin peygamber olarak geldiğini...' ifadesi kullanılmaktadır. Müslüman halkın 'peygamberlik' iddiasında bulunanları nasıl karşılayacağını tahmin etmek güç olmasa gerektir. Gene, TBMM Zabıt Ceridesi kayıtlarına göre (D: III, C: XXIV, Sıra No: 58, S. 10) meczup ve esrarkeş olduğu şüphe götürmeyen Derviş Mehmet'in, 'Esrar içerek Miraca çıkıp Allah'la görüştüğünü, bu yüzden sürekli esrar içmeleri gerektiğini' söylediği belirtilmektedir.
Allah aşkına söyleyiniz, siz hiç esrar içen, peygamber olduğunu söyleyen, Allah'la görüştüğünü iddia eden bir tarikat ehli ve Müslüman görüp işittiniz mi?...
***
'Menemen Olayı' tamamen kurmacadır. 1930'daki
Menemen Olayı'nda bir avuç esrarkeş, sarhoş ve meczubun bağırmalarına karşı çıkan asteğmen
Kubilay şehit edilmiştir. Olay, vukubulduğu zaman dahi o derece mübalağalı şekilde değerlendirilmiştir ki,
Menemen'in uçaklarla bombalanması, adının
'Mel'un Belde' olarak değiştirilmesi ve halkının sürülmesi istenmiştir.
Aynı sübjektif bakış, olay faili olarak yakalananların yargılanması sırasında da devam etmiş;
Meczup Mehmet'i desteklediği iddiasıyla
Jozef Biton isimli
Menemen esnafından bir
Yahudi vatandaşımız bile asılmıştır. Ayrıca, olayla hiçbir ilgisi bulunmayan 96 yaşındaki âlim
Erbilli Esat Efendi de hapishanede zehirlenerek katledilmiştir.
***
Menemen Olayı'nın perde arkasında siyaset vardır. 1930 sonunda kurulan
Serbest Cumhuriyet Fırkası (
SCF) halk tarafından olağanüstü bir ilgiyle karşılaşınca,
Cumhuriyet Halk Fırkası (
CHF, bugünkü
CHP) yöneticileri önce
SCF'yi kapattırmış; daha sonra ortaya çıkan
Menemen Olayı'nı istismar ederek rejim üzerindeki tek parti tahakkümünü devam ettirmiştir.
Olay konusundaki en önemli bilimsel araştırmayı yapan
Prof. Dr. Nurşen Mazıcı,
'Menemen Olayı, lâik devleti sağlamlaştırma gereğini ortaya çıkaran bir olay olmaktan çok, baskıcı ve totaliter devlet anlayışını egemen kılmanın aracı olan bir başlangıç niteliğinde görülüyor' demektedir. Nitekim, bu olaydan sonra tek parti totaliter yönetiminin baskısı katlanarak artmıştır.
***
Aradan bunca zaman geçtikten sonra
CHP lideri
Kılıçdaroğlu'nun
Menemen Olayı'nın yıldönümünde
Menemen'de yaptığı gövde gösterisi,
CHP'nin, tek parti devrinin eski
CHP'sinden farkının olmadığının ve aksini iddia etmesine rağmen hâlâ
'lâikçilik ticareti'ne devam ettiğinin açık bir göstergesidir.