Sevgili okuyucular, bildiğiniz gibi bendeniz pazar yazılarımı genellikle sohbet üslûbuyla, güncellikten ayrılmadan ve biraz da mizah katarak kaleme almaya çalışıyorum. Ayrıca, 2003 Martı'ndan itibaren 'Abderalılar' konulu bir antik hikâyeyi günümüze uyarlayarak 'siyasî mizah' gayret ediyorum.
Sabah Gazetemiz'de ilk olarak bir 'Abdera Hikâyesi' anlatacağım için evvelâ Abderalıları size tanıtmak istiyorum.
İçimizdeki Abderalılar
Efendim, Eski Yunan'da, M.Ö. 6. yüzyılda, İyonya'dan kaçan Teos (Karaburun) halkının kurduğu 'Abdera' isimli bir şehir devleti varmış. Abderalılar çok 'budala' insanlarmış. Aralarında uzun uzun tartışırlar ve sonunda en kötü kararı verirlermiş. Demokritos ve Protagoras en ünlü Abderalılarmış. Demokritos'un 'gülen filozof' olarak anılmasının sebebi, hemşehrilerinin saçmalıklarına gülmesindenmiş.
Bizdeki 'türban tartışmaları'nı Abdera'daki tartışmalara ve Abderalıları da günümüzün 'dar kafalı, yobaz, bilgi sahibi olmadan görüş sahibi olan aydınları'na çok benzettiğimden, size 2500 yıl önce geçen olayları anlatmak istedim.
Sevgili okuyucular, olayın tadını çıkarabilmemiz için, Abdera'nın en önemli meselesi olan 'turbanyus'tan da bahsetmem lâzım. Abdera'da asker sınıfı halkın inançları konusunda çok duyarlı imiş ve büyük çoğunluğun benimsediği 'turbanyus'tan nefret edermiş. Bu yüzden de on yılda bir 'demoskratos'tan vazgeçilir ve turbanyus da tapınaklarda kilit altına alınırmış.
Komik bir tartışma
Efendim, Abderalılar 'turbanyus' tartışması yüzünden ikiye ayrılmışlar. Birinci grup, halkın çoğunluğunu oluştururmuş ve demoskratos ilkesi gereğince Abderalı kadınların başlarını istedikleri gibi örtmesinden yana imişler. İkinci grup, askerler ve bol maaşlı bürokratlardan meydana geliyormuş; sayıları az ama etkileri çokmuş. Bir yerde başını turbanyus ile örtmüş Abderalı görürlerse sinir krizi geçirirler. 'Ne olacak bu Abdera'nın hâli' diye söylenirlermiş.
Turbanyus tartışması o kadar komik ve budalaca bir tartışmaymış ki, Wieland'ın Abderalıları anlattığı kitabındaki 'Eşeğin Gölgesi' tartışması bunun yanında hiç kalırmış. Sonunda iş, turbanyusun nasıl takılacağında çıkmaza girmiş. Turbanyusçular, başörtüsünün üstten iğnelenerek takılmasını, antiturbanyusçular ise boynun altındaki iki ucun düğümlenmesini isterlermiş. Tepeden inmeciler, turbanyusun kendi istedikleri gibi takılmaması durumunda, 'laicus' ilkesinin yaralanacağını ve Abdera'nın batacağını düşünürlermiş...
Daima Ampuloslar kazanırlarmış
Efendim, Abdera'da M.Ö. 501 yılında yapılan seçimlerde senatosdaki sandalyelerin büyük çoğunluğunu demoskratos ve turbanyusçu Ampuloslar kazanarak iktidar olmuş. Daha önceki iki seçimi de Ampuloslar kazanmışmış. Kral Nâibi olan Ampulosların Başkanı Tayyibus'un turbanyus tartışması yüzünden, anasından emdiği süt burnundan geliyormuş.
Abdera'da Okoslar hiçbir zaman seçimleri kazanamaz, daima ana muhalefet partiyosu olarak kalırlarmış. Okosların önceki Başkanı Denyos bir komployusa kurban gidip başkanlıktan ayrılınca, yerine Gandiyos Kemalos ya da Profesör İlberyus'un deyimiyle Pembeyos Panterus geçmiş.
Okoslar, art arda gelen seçim yenilgilerini hazmedemez ve Abderalıları Ampuloslara oy verdikleri için 'göbeğini kaşıyan budalalar' ya da 'bidon kafalılar' olarak nitelendirirlermiş.
Tayyibus: Bunların hayal gücü Don Kişot'ta bile yok
Efendim, Ampuloslarla Okoslar son olarak hukuktayuslar yüzünden birbirlerine girmişler. Okosların lideri Kemalos kendi partisinde istenmiyormuş. Yaklaşan kurultayostan çekinen Kemalos, önce hırçın bir edayla hukuktayoslara saldırarak onlara 'militanos' diye hakaretler düzmüş. Niyeti bedavadan kahraman olmakmış. Sonunda Okosların ve Kemalos'un istediği olmuş; savcıyos Kemalos hakkında fezlekos yazıp senatosa göndermiş. Aslında, senatosta bu şekilde yazılmış 622 tane fezlekos varmış. Hattâ daha önce Tayyibus hakkında bile fezlekos yazılmışmış.
Tayyibus, Okosların fezlekosu bahane edip senatosta yürüyüşleri ve bahçedeki çiçekleri koparışları karşısında, 'Bir fezlekosla darağacından bahsetmeye başladılar. Bunların hayal gücü Don Kişot'ta bile yok' diyesiymiş. Ampulosların lideri ve Kral Nâibi Tayyibus, Homeros'un tarihine geçen şu ünlü sözünü Okosların lideri Kemalos için söylemiş: 'Şapkadan tavşan çıkar ama fezlekeden kahraman çıkmaz.'
Lâkin gülen filozof Demokritus, Kemalus'un şu sözleri karşısında gülmekten yere yuvarlanmış: 'Fezleke gelmiş, gitmiş; bunlar vız gelir tırıs gider'.