Son yılların, kamuoyunda en çok konuşulan konularından biri "Üniversiteye Giriş Sistemi" oldu. Hatta tüm öğrenim sistemi bu konuya adapte edildi. Özellikle ÖSS'nin ortaöğrenim müfredatına paralel olmaması eğitimcileri rahatsız ediyordu. Sonuçta üniversiteye giriş sistemi, yapılan değişiklikle lise 1, 2 ve 3. sınıf müfredatını kapsadı. Alan ve puan türlerine göre lisedeki tüm konulardan soru soruldu. Önceki sistemde lise 2 ve 3'ten soru sorulmaması; öğrencileri sınav hazırlığı nedeniyle okullarından uzaklaştırıyordu. Ayrıca üniversiteye lise 2 ve 3 bilgileriyle donatılmadan gelen öğrenciler akademik eğitimde zorlanıyordu. Bu durum yükseköğretimin kalitesini düşürüyordu.
Bu sorunların giderilmesi için MEB ve sivil toplum kurumlarınca eleştirilen sistem, YÖK tarafından bir anda değiştirildi. Eski sisteme göre hazırlanan binlerce mezun ve lise son öğrencisi 2006 ÖSS'de bu yeni sisteme göre sınava girdi. Sınavda özellikle alan soruları lise 2. ve 3. sınıfın konularına paralel çıktı. Ne yazık ki bu gençler eski sisteme göre hazırlandıklarından yeterli eğitimi alamamışlardı. Ve sonuçta 2006-ÖSS'de başarılı olamadılar.
Özellikle çok sayıda aday Matematik2 ve Fen Bilimleri2 testlerini yanıtlayamadı. 30 soruda, Matematik2'nin Türkiye soru ortalaması 7.9, Fen Bilimleri2'nin ise 8.3 oldu. Bu yüzden ÖSS'de fakülteler için konan 185 puan barajını aşamayan aday sayısı fazla olunca, üniversitelerin kontenjanları boş kaldı. Fen alanı mezunu olup sayısal puan türünden bir fakülteye başvurabilmek için, 2005'te 185 baraj puanını aşan aday sayısı 281 bin 618 iken, 2006'da 108 bin 176'ya düştü. TürkçeMatematik alanı mezunu olup eşit ağırlıklı puan türünden başvuranların sayısı ise 251 bin 437'den, 155 bin 937'ye geriledi. İşte 2006-ÖSS'nin hazin sonu.
Testlerin net zorunluluğu
Bu olumsuz tabloyu değerlendiren YÖK, üniversite girişte 2006'da uygulanan puan hesaplama sistemini değiştirdi. Fakültelere girmek için geçen yıl ortak alan testlerinin yanı sıra, alan testlerinden de en az 0.5 net çıkarma zorunluluğu 2007-ÖSS'de kaldırıldı. Puan hesaplanması için alan testlerinin herhangi birinden 0.5 net yapmak yeterli olacak. Buna göre, SAY1, EA1 ve SÖZ1 puanıyla meslek yüksek okullarına yerleştirilecek adaylar, ortak alan testlerinin en az ikisinden 0.5 net çıkaracak. Fakültelere yerleştirilecek adaylardan hangi puan türü olursa olsun ortak alan testlerinin en az ikisinden 0.5 net çıkarması istenecek. Tercihlerine göre adayların SAY 2 için Matematik-2 veya Fen Bilimleri-2, EA 2 için Matematik-2 veya Edebiyat-Sosyal, SÖZ 2 için EdebiyatSosyal veya Sosyal Bilimler2 alan testlerinin herhangi birinden 0.5 net yapması yeterli olacak.
Geçen yıl fakültelerin büyük oranda boş kalmasının nedeni bu puanlama sistemiydi. 2006'da sınırlı sayıda puan hesaplandı. Bu yıl puan seçenekleri fazlalaşacak. 2005'te 1 milyon 500 bin aday ÖSS'ye girmiş ve bunların 900 bini 185 puan barajını aşmıştı.2006'da ise bu rakam 500 bine düşmüş ve üniversitelerimizde 33 bin boş kontenjan kalmıştı. Yapılan değişiklik sonucunda, bu yıl 185 puan barajını aşan aday sayısı artacak. Geçen yıla nazaran özellikle vakıf ve Kıbrıs üniversitelerinde kontenjan açığı daha aza inecek. Ayrıca bu değişiklikle, üniversiteye giriş sınavına hazırlanan öğrenci ve velilerinde de psikolojik bir rahatlama sağlayacak.
Bir tarafta üniversiteli olmak isteyen gençler, bir tarafta kontenjanı boş kalan üniversitelerimiz. Bu durum, beni son derece rahatsız ediyordu.
YÖK'ün değerli yöneticilerini aldıkları doğru karardan dolayı kutluyorum. Ancak kalbimden geçen, puan barajını tümden kaldırmak. Böyle sıralama sınavlarından kim yüksek puan alıyorsa, o üniversiteye yerleşir. Biliyorum bu yalnızca masum bir dilek. Gelin 185 puan barajını biraz düşürelim. O zaman üniversitelerimizde boş kontenjan kalmayacak. İnsanlarımız da mutlu olacak.