Temmuz ayından başlayıp transferin son günü olan 31 Ağustos'a kadar devam eden süreçte Beşiktaş ve kamuoyu ihtiyaç olduğu söylenen bir 10.5 numaranın peşine düştü. Bu süreç sanki Beşiktaş'ta büyük bir eksikliğin olduğu, böyle bir oyuncunun alınmaması durumunda siyah-beyazlıların başarısız olabileceği veya acilen ihtiyaç duyulduğu yönündeki tartışmalarla geçti. Sonucunda da Tabata transferi gerçekleşti. Bu transferin getirdiği tartışmaları ve maliyet konusunu bir kenara bırakıyorum. İhtiyacı olunan şey sahada Beşiktaş'a katkı yapacak, takımı daha kaliteli hale getirebilecek bir oyuncu profiliydi. Çünkü Delgado'nun sakatlığı ve Yusuf'un sezon içerisinde tam bir performans sergileyemeyeceği düşüncesi bu transferin gerçekleşmesi için temel gerekçeydi.
Bu oyuncunun Beşiktaş'a gelişinden itibaren 2 ay geçti. Hem bu oyuncunun hem Beşiktaş'ın bu son iki aydaki performansına ve geldiği noktaya baktığımızda 'Tabata gelmeseydi Beşiktaş'ta ne değişirdi?' sorusunu akıllara getiriyor.
DELGADO'NUN ÖNEMİ
Oyuncunun bu süreçte çok fazla şans alamadığını ve oynadığı dönemlerde vasatın üzerine çıkamadığını gördüğümüz için de genel cevap herhalde 'Hiçbir şey değişmezdi' olurdu. Belki çok daha iyisi de olabilirdi. Çünkü oluşturulan bu beklenti takımdaki eksiklik varmış sonucunu ortaya çıkarmazdı. Takım içerisindeki oyuncular geçen seneki sorumluluklarını devam ettirerek belki bu sıkıntılı süreci de yaşamazlardı. Ayrıca Delgado için ödenen ekstra maliyet ve Tabata'ya ödenen bu fahiş rakamlar kulübün kasasında kalırdı. Belki de en önemlisi çok eleştirilen Delgado, bu Tabata'nın yanında ne kadar önemli topçuymuş onun farkı ortaya çıkmazdı!