17 Aralık sürecinden sonra ilk başta yalanlanan, "Cemaat-CHP yakınlaşması" gözle görülür bir şekilde ve ortada yaşanıyor artık. Kılıçdaroğlu'nun Cemaat medyasından yana tavrı, Sarıgül'ün Cemaat evleri ziyareti, düne kadar en sert şekilde Cemaat'i eleştiren CHP milletvekillerinin son günlerde Cemaat aleyhine tek kelime etmemesi bu ilişkiyi çok net şekilde doğruluyor.
CHP, Cemaat tabanının oyunun peşine düşerken, AK Parti'ye cephe alan Cemaat de CHP ile yeni bir ittifak arayışı içerisinde.
Yalnız iki tarafta çok önemli bir detayı unutuyor? CHP ve Cemaat tabanı arasındaki kan uyuşmazlığını. Bildiğimiz gibi Cemaat'in tabanın kadınlarının çoğu başörtülü.
CHP ise başörtüsüne karşı alerjisini her fırsatta dile getirmekten çekinmiyor. Kılıçdaroğlu, CHP tabanındaki, başörtüsüne ve dindar kesime yönelik bu tepkinin şiddetini azaltmaya çalışsa da maalesef çok da başarılı olamıyor.
***
CHP ve Cemaat'in tabanı kendi arasında pragmatist bir ittifak arayışı içerisinde olsa da hesaba katmadıkları şey, iki tabanın sosyolojik ve düşünsel anlamda "paralel" olmaması. İki tabanın da bu faydacı ittifaktan çok da hoşnut olduğu söylenemez.
Başbakan Erdoğan, bütün konuşmalarında Cemaat'in tabanını ısrarla tavanından ayırıyor. Açıkçası ayırmak da gerekiyor. Çünkü Cemaat tabanının yukarda olup bitenlerden çok da haberdar olduğunu düşünmüyorum. Gerilimin bitmesi ve Başbakan Erdoğan'ın başarısı için gizlice dua eden Cemaat gönüllüleri de var.
Bu gönüllülerin, Cemaat üst yönetiminin kendi gazete ve televizyonlarından yaptığı "yıkıcı" eleştirilerle yetinmeyip Cemaat'in tabanını da twit cemaatine dönüştürmeye çalışmalarını üzüntü ve kederle izlediklerini duyuyorum.
***
Başbakan'ın toplumu değiştirme gücünü kimse inkar edemez. Bu sosyolojik dönüştürme gücünü Kürt Sorunu konusunda daha iyi gördük. Çözüm süreci konusunda sağlam bir iradeyle topluma tane tane ve net bir şekilde birlik ve kardeşlik sürecini anlatan Başbakan, şimdi de topluma, paralel yapılanmayı net bir şekilde anlatıyor.
Paralel yapılanmanın en büyük hatası, Erdoğan'ın bu sosyolojik gücünü hafife alması oldu. Bunu dikkate almadan, ulusalcıların taktiğiyle "AK Parti düşmanlığı" safına geçmesi, ulusalcıların yaşadığı akıbeti yaşamalarına neden olabilir. Yani bu işten yara almadan kurtulacaklarını sanıyorlarsa aldanıyorlar.
***
Yeni CHP'yi bile çıtır çıtır yiyen eski CHP, Cemaatin tabanına mı hoşgörülü yaklaşacak? Pragmatizm de popülizm de bir yere kadar. Bu işten ikisi de karlı çıkmayacak gibi görünüyor ama Cemaat'in eksi hanesi biraz daha kabarık olacak gibi…