Her toplumda olduğu gibi, Amerika'da da ünlü Kızılderili kabilelerinin yüzyıllardan süzülüp günümüze ulaşmış atasözleri var. Geçen hafta minnacık bir kitapta rastladım onların bir bölümüne. Kızılderili kültüründen, inançlarından fışkıran ama insanın bilgeliğinden yansıyan güzelim atasözleri. Asırlar öncesinden bugüne ulaşırken, ışığı hala taze kalmış bu sözlerin bazılarını sizinle de paylaşıyorum:
-Komşunun hakkında hüküm vermeden önce iki ay onun makosenleriyle yürü.
-Ağlamaktan korkma. Zihindeki ıstırap veren düşünceler gözyaşı ile temizlenir.
-Arkamdan yürüme, ben öncün olmayabilirim. Önümde yürüme takipçin olmayabilirim.
-Yanımda yürü böylece ikimiz de eşit oluruz.
-Bir düşman çok, yüz dost azdır.
-Senin vicdanını senden başkası temsil edemez.
-Derinin rengi insanları farklı kılmaz. İyi, iyidir. Kötü, kötüdür.
-Su gibi olmalıyız. Her şeyden aşağıda ama kayadan bile kuvvetli.
-Gözün ile değil kalbin ile hüküm ver.
-Yanlışı gören ve önlemek için uzatmayan, yanlışı yapan kadar suçludur.
-Doğum yapan her şey dişi. Kadınların ezelden beri bildiği kainat dengelerini erkekler de anlamaya başladıklarında, dünya daha iyi bir dünya olmak üzere, değişmeye başlamış olacak.
-Unutmayın çocuklarınız sizin değildir. Onu Yaratıcı'dan ödünç aldınız.
-Düşmanımı cesur ve kuvvetli yap! Onu yenersem utanç duymayayım.
-Gözlerde yaş yoksa, ruh gökkuşağına sahip olamaz.
-Avlayacaksan en zayıf geyiği avla, çünkü sağlam olanlar yeni neslin devamını sağlayacak.
-Hayvanlar olmadan insanlar nedir ki? Eğer bütün hayvanlar kaybolup giderse, insanoğlu büyük bir ruh yalnızlığı içinde ölecektir. Hayvanlara ne olduysa insanlara da aynısı olur. Her şey birbirine bağlı. Yerkürenin başına gelen, yerkürenin çocuklarının da başına gelir.