İzmir'in zirvesiz günü geçmiyor. İzmir Ticaret Odası'nın geçtiğimiz ay düzenlediği, iyi niyetli, iddialı bir çalışma örneği olan, 'olumlu' sonuçlar yansıtan "İzmir Turizmi İçin Acil Zirve" toplantısından sonra; İzmir'de 10 Aralık'ta yeni bir turizm toplantısı daha gerçekleştirilecek.
İTO'nun toplantısına, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay katılmıştı.
Çeşme Turistik Otelciler Birliği'nin öncülüğünde, İzmir'deki otellerin yöneticileri ve sektör temsilcilerinin katkılarıyla düzenlenecek bu yeni 'zirveye', Ertuğrul Günay, bir kez daha katılacak.
İzmir turizmine yakın durmaya çalışan, kente yakın ilgi gösteren Günay'ın, ikinci kez düzenlenecek etkin bir turizm organizasyonuna katılacak olması, İzmir'in şansı sayılabilir.
* * *
Şurası bir gerçek ki Ertuğrul Günay, bakanlığı süresince İzmirli turizmciyi yalnız bırakmadı ve kente bu alanda katkıda bulunmak için, ciddi çaba gösterdi. Yeni düzenlenen turizm toplantısının diğerinden farkı, sektörün aktörlerinin çoğunluğunun desteğini alması.
Bu nedenle, bu avantajı iyi kullanarak, İzmir'de geleceğin sektörü turizm için,
'ortak akıl'da buluşulup, turizmcinin önce kendisinin
'dayanışma' içinde olacağı,
'ortak bir söylem' üreteceği, sağlam zemin yaratılmalı. Yoksa sürekli tekrarlanan
'zirveler'den, somut sonuç alınamadığı;
'çok konuşmak' ile
'çok iş yapmak', aynı potada buluşamadığı zaman, yeni bir yol açmak mümkün olamıyor. Turizmcilerin
'10 Aralık Zirve Toplantısı' öncesi yaptıkları
'toplantıda', mutabık kaldıkları iki konu dikkatimi çekti. Bu konular, İzmir'de
'mega müze' olarak adlandırdıkları müze ile kongre merkezinin yapılması.
* * *
Önce hemen hatırlatayım.
Bu müzenin gerçek adı;
"Ege Medeniyetleri Müzesi'. Yani konunun kendisi zaten
'büyük'. Bu nedenle böylesi bir
'müzeye' hiç yakışmayacak,
'alaturka' tarzdaki
'MEGA' söyleminden vazgeçmek gerekli. İzmir'e hiç yakışmıyor!
Seçilen konuların elbette ikisi de İzmir için çok önemli.
Ama yanıtlanması gereken iki temel soru var?
Bu iki kocaman yapıyı, kim yapacak?
Ege Medeniyetleri Müzesi projesi, İzmir'de kalkınma kurullarından, koordinasyon kurullarına kadar, neredeyse iki senedir, durmadan tartışılıyor. Ama Kültür Bakanlığı'nın ve İzmir Büyükşehir'in, hala bu projenin, neresinden, ne kadar, nasıl tutacağı belli değil.
* * *
Gelelim kongre merkezine.
Gazi'nin bile
"İzmir fuarlar, kongreler şehri olmalı" deyişinden bugüne, uzun yıllar geçti. Ama İzmir, uluslararası anlamda, ne tam olarak fuarlar, ne de kongreler şehri olabildi.
İzmir, kendisine çok uyan bu fırsatı, bu açılımı, hala yeterince değerlendirebilmiş değil. Geçtiğimiz günlerde, İzmir'den Amsterdam'a gitmek isteyen bir dostum, hafta sonu otellerde yer bulamadı. Çünkü oteller, uluslararası bazı kongreler nedeniyle, ağzına kadar doluydu.
Ben işte öyle bir İzmir hayal ediyorum. İşte bu ortak hayalin, önemli araçlarından biri olacak kongre merkezini, İzmir'e kim, hangi kurum, ne zaman yapacak?
Hangi kurumlar, bu taşın altına elini sokacak?
Bu soruların yanıtı, bu
'zirveden' çıkabilecek mi?
* * *
Bu arada bir hatırlatma daha:
İzmir Kalkınma Ajansı'nın araştırmalarına göre, 2008 yılında turizm alanında Antalya'ya yapılan kamu yatırımları, İzmir'e yapılanın tam 25 katı düzeyinde. Üzerine düşünülmesi gereken ciddi bir tablo! İzmir'in turizmde daha çok yatırıma ihtiyacı var.
Turizmde büyük bir potansiyel taşıyan İzmir'in, mevcut haliyle Türkiye turizminden aldığı pay ise turist sayıları ve konaklama verilerine göre, sadece yüzde 4 civarında. Bu payın artması için, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın desteği ve yönlendirmesiyle birlikte, kentin tüm aktörlerinin
'ortak aklı ve ortak söylemi' gerekiyor.
Aynı zamanda turizm için
'ciddi bir master plan'. Bakalım bunlar olabilecek mi?
Yoksa hep birlikte, sürekli konuşmaya devam mı edeceğiz!
Birlikte izleyip göreceğiz.